114 gündür Silivri’deki Cezaevi’nde tutuklu olarak bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, dün Sözcü TV yayınında mektubu paylaşıldı. Özdağ, terör örgütü PKK’nın fesih açıklamasını detaylı bir şekilde inceleyerek büyük tehlikeyi ortaya çıkardı. Özdağ, “Bu satırları 4 metre ötedeki ağır bir koku yükselen rögara bakarak yazıyorum. Terör örgütü feshedilmez, silah bırakır, teslim olur. Burada örgüt yapısını dağıtmadığı gibi yeniden yapılanıyor. Bu gayretler yabancı desteğiyle geliştiriliyor” ifadelerini kullandı.

ÖZDAĞ’DAN CEZAEVİNDEN MEKTUP

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Terörsüz Türkiye’ süreci terör örgütü PKK’nın fesih açıklaması ile devam ediyor. Sürece gösterdiği tepkilerle bilinen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, 21 Ocak’ta tutuklanmıştı.

114 gündür cezaevinde bulunan Özdağ, dün yaşanan sürece dair değerlendirmelerini içeren bir mektubu Sözcü TV ekranlarında okundu. Özdağ, “PKK’yı on yıllardır çalışan tek siyasi parti genel başkanı olarak yaşananları Silivri Cezaevi’nde bir hücreden izlemeye zorlanmış durumdayım. Bu satırları da 4 metre ötedeki ağır bir koku yükselen rögara bakarak yazıyorum. Burada olmaya zorlanma nedenim de yaşanan süreç ile ilgili soruları soracak ve tespitleri yapacak olmamdı. Ben hücrede olabilirim. Ancak arkadaşlarım Zafer Partisi’nin soru ve itirazlarını Türk Milleti’nin gündemine taşıyorlar” dedi.

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN “ULUS-DEVLET” YAPISI FESHEDİLİYOR”

Adım adım “Ulus-devlet’ yapısının feshedildiğinin altını çizen Özdağ, “Esas itibarıyla fesih hukuken varlığı tanınmış tüzel kişiliğe sahip yapılar için geçerli bir kavramdır. Bir terör örgütü feshedilmez, silah bırakır, teslim olur. Önümüze konulan İmralı sürecinin uygulamasına bakıldığında zaten fesih kavramı altında terör örgütü, örgütsel yapısını dağıtmadığı gibi, yeniden yapılanıyor ve sözde siyasi amaçlarını ilerletmeye/geliştirmeye çalışıyor. Yabancı desteği ile de geliştirilen bu gayretlerle, aslında, adım adım Türkiye Cumhuriyeti’nin “Ulus-devlet” yapısı feshediliyor” ifadelerini kullandı.

“FESİH” VE SİLAH BIRAKMA, ŞARTA VEYA GEREKLİLİĞE BAĞLANMIŞTIR”

Özdağ’ın mektupta işaret ettiği tehlikelerde terör örgütünün şartsız teslim olmadığını belirtirken, “Özetle; “fesih” ve silah bırakma, şarta veya gerekliliğe bağlanmıştır” yorumunda bulundu. Feshin sadece anayasa değişikliğine bağlandığını söyleyen Özdağ, “Hangi anayasa ve yasa değişikliklerinin yapılacağı ise henüz belirsizdir” dedi.

“1924 ANAYASASI’NA DA SALDIRMIŞTIR”

Terör örgütü PKK’nın bildiride ‘Lozan Antlaşması’na’ saldırmasına ilişkin Özdağ, “Lozan’a saldırı, İstiklal Harbi ve Türkiye Cumhuriyeti’ne saldırıdır. Terör örgütü, bnu yaparken, milli-üniter-laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş anayasası olan 1924 Anayasası’na da saldırmıştır. Örgüt, Anayasamızın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek ilk 4 maddesine şimdiden savaş ilan ettiğini duyurmuştur” şeklinde ifade etti.

“MECLİS GRUBUNDA ÖCALAN’IN MESAJLARININ OKUNMASI ÖNÜNDE ENGEL KALMAYACAKTIR”

Terör örgütü PKK’nın varlığına son verilse de diğer kollarına dikkat çeken Özdağ, “PKK’nın Suriye kolu YPG varlığını meşrulaştırarak ve güçlendirerek sürdürmektedir. PKK’nın İran kolu PJAK’ın varlığı devam etmektedir. PKK- Irak yani PÇDK varlığını sürdürmektedir” dedi. Teröristbaşı Öcalan’ın mahkum değil, “meşru siyasi aktör” haline geldiğinin altını çizen Özdağ, “İnfaz Yasası ile PKK’lıların serbest kalması, Bayık-Karayılan benzerlerinin muhtemelen Süleymaniye’ye çekilmesi sonrasında anayasada ve bazı yasalarda yapılacak değişikliklerin konuşulması aşamasına gelinecektir. DEM Parti Meclis grubunda Öcalan’ın mesajlarının okunması önünde engel kalmayacaktır. Öcalan’ın, Barzani ve Talabani aileleri üzerinden Kuzey Irak, PYD üzerinden Suriye ve PJAK üzerinden İran’a yönelik politikalar geliştirmesinin önü açılacaktır” ifadelerini kullandı.

“BUNA KESİNLİKLE İZİN VERİLMEMELİDİR”

Anayasa değişikliklerinde ilk 4 maddenin asla değiştirilemeyeceğini vurgulayan Özdağ, “Ancak ilk 4 maddeye ruhunu veren başlangıç metni, 10. madde (kanun önünde eşitlik), 66. madde (Türk vatandaşlığı) ve 42. madde (Türkçe eğitim)’dir. Bunlarda yapılacak milli, üniter ve laik devlet ilkelerine aykırı düzenlemeler ilk 4 maddenin de içini boşaltacaktır. Buna kesinlikle izin verilmemelidir” dedi.