BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

Özellikle 2007'den sonra AKP’nin seçim başarılarının altındaki en büyük etken; yalan ve iftiradır!
 
Bu seçim zaferlerine başka başka anlam yükleyenler de kendi kendilerini kandırır.
 
Bazen basit gelen şeyleri denemek bile insanı başarıya götürebilir!
 
AKP’lilerde bunu yapıyor!
 
Muhalefetin en büyük sorunu da basit düşünememektir.
 
Her seferinde akademisyenlerden akıl alıp halkın karşısına çıkıyorlar ama sonuç hep hayal kırıklığı oluyor.
 
31 Mart’tan bir hafta önce AKP’nin bu seçimlerden de büyük yara almadan çıkacağını düşünüyordum.
 
Yanılmadım.
 
Neden mi böyle düşündüm?
 
AKP’nin üst düzey yöneticileri meydanlarla ısrarla ezan ıslıklandı, muhalefet Kandil’den talimat alıyor gibi yalanları sık sık tekrarlıyordu da ondan.
 
AKP’liler sabah akşam muhalefete iftira attı ama muhalefet durumun vehametini kavrayamadı.
 
Oysa yalanlar ne kadar büyükse inanan da o kadar çok olur.
 
Bu millet beş parasız gezer ama ezanına, bayrağına laf söyletmez.
 
AKP milleti en hassas noktasından vurmak için 7/24 topluma yalan pompaladı.
 
Muhalefet liderleri kendilerine iftira atanlara meydanları dar edecek cesarete ve kıvrak zekaya sahip olsalardı durum AKP adına çok kötü olurdu.
 
Halka aslında kimin, kimlerin yalancı olduğunu göstermek gerekiyordu.
 
Lakin bunu yapamadılar.
 
Gölcük’te, Derince’de, Dilovası’nda ve Kandıra’da muhalefet partileri seçimleri kazanabilirdi.
 
Tayyip Erdoğan söylemleriyle tepeden buna engel oldu!
 
Dedim ya; ezildiler, tek adamla başa çıkamadılar!
 
Tayyip Erdoğan, 31 Mart seçimleri öncesindeki taktiklerin İstanbul’da işe yaramayacağını, hatta durumun daha da kötü olacağını gördüğü için tavır değiştirdi.
 
Muhalefet tam tersine yüklendikçe yüklenmelidir.
 
İstanbullular aptal değil, dünü unutacak kadar da kuş beyinli değiller.
 
AKP’nin ve Tayyip Erdoğan’ın işi çok ama çok zor..
 
Atar- gider yapsan olmaz, sakin olsan yine olmaz.
 
Bu saatten sonra ne yapılırsa yapılsın İstanbullu yemez!
 
Ekrem İmamoğlu büyük fark da atabilir.
 
Bu hiç kimseyi şaşırtmamalıdır.
 
Tam bu noktada uzun yıllar bu kentte siyaset yapan saygın bir ismin değerlendirmesine yer vermek istiyorum.
 
İsmini yazmamı rica etti bende söz verdim.
 
Sözüm senettir.
 
Benim gazetecilik ahlakım bunu gerektirir.
 
İşte o mailin içeriği:
 
Türkiye ve demokrasi
 
Devam eden yerel yönetim seçimlerinde, halkın kendi alternatifini yaratmada gösterdiği azim belirleyici olmuştur... 
 
Muhalefetin iktidara tam destek olduğu17 sene boyunca Türk halkı dünya kapitalist sisteminin bölge ve İslam üzerine kurguladığı operasyonda direncinin tükenmediğini bir kez daha göstermiştir... 
 
İlk olarak bu direncini Amerikan askerinin ülkemizde konuşlanıp Irak'a kuzeyden cephe açmasına hayır dediği 2003 Mart tezkeresiyle yapmıştır. 
 
İkinci olarak gezi protestolarıyla özgürlüğünü korumadaki kararlığını göstermiştir... 
 
Üçüncü olarak Ankara ve İstanbul'daki rant ve talana dayanan anlayışa son veren belediye seçimleridir... 
 
Sovyetler dağıldıktan sonraki süreçte İslam’ı bitirme projesi uygulamaya konmuş ve filmin önemli aktörleri ülkemizden seçilmişlerdi. 
 
Demokrat İslam ve terörist İslam arasına sıkıştırılan Müslümanlar tamamen tüketim toplumu zihniyetini benimsemiş mülk Allah'ındır ayeti yerine mülk benimdir düşüncesinin nobran birer militanı haline gelmişlerdir. 
 
Tüm bu süreç manevi değerlerin yitirilmesi ile toplumu derinden yaraladı. 
 
Oluşturulan dinler toplumun ve müminlerin vicdanını sızlattı... 
 
Türk halkı değerlerin yok edilmesine yönelik tepkisini İstanbul’da aslanların önüne atılan iddiasız bir başkan adayını kendi kahramanı yaparak gösterdi... 
 
Gezi'de halkın tepkisini pas geçen muhalefet yine aynı aymazlıkta olunca güçlü bir muhalefet arayışına yeni oluşumlar cevap verecek gibi durmakta... 
 
Muhalefet boşluğunu mevcutlar ile doldurmayı deneyen halkın bu isteğinin yanıt bulamayacağına inananlar kolları sıvadılar bile İlimizde de halkın güçlü değişim isteğine iktidar partisinin zayıf adaylar çıkarması eklenince muhalefet için tarihi bir fırsat çıkmıştı. 
 
Millet İttifakı ayağındaki topu boş kaleye 6 pastan dışarı atan futbolcu gibi davrandı. 
 
Hatta topu dönüp kendi kalesine doğru geri pas yaptı. 
 
Bu sürecin ayrıntısına girmeye gerek görmüyorum...
 
 Sonuç büyük bir yenilgi olsa da muhalefet büyük zafer çılgınlığı yaşarken iktidar partisi yenilgisinin faturasını il başkanını istifa ettirerek çıkardı.
 
 Oysa ki 12-1 kazanmışlardı ve meclislerde ezip geçmişlerdi üstelik Büyükşehir de attıkları fark için madalya almaları gerekirdi. 
 
Aslında tam tersi olması gerekmez miydi? 
 
Millet İttifakının tüm il ve ilçe başkanları derhal istifa etmeli değiller miydi?

Rakibine seçim kazandırıp bununla övünüp düğün dernek yapan muhalefet partisi il yönetimleri olarak anılacaklardır.
 
Sevgili İdris Çelebi durum analizi budur. 
 
Muhalefete rağmen halk gereğini yapmaktadır... 
 
Bu payanda muhalefet tasfiye edilmelidir.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.