BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

Hayırları çoğaltmak için mücadele edenlere ise saldırıların ardı arkası kesilmiyor.

Meral Akşener’e yapılanları unutmak mümkün değil.

Meral hanımın Çanakkale programında, Kolin Otel’de elektriklerin özellikle ve kasıtlı olarak kesilmesi Türk demokrasisinin geldiği noktanın özeti değil mi ?

Yada milliyetçi iradeyi temsilen il il dolaşan Sinan Oğan’a yapılanları unutacak mıyız ?

Yine CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu tahrik etme amacıyla özellikle gönderilen AKP üyelerini ne yapacağız ?

Ve bunlara ilaveten Anadolu’yu, Trakya’yı il il, ilçe ilçe dolaşan Hayır Partisi kurucusu Tuna Bekleviç’e yapılanlara ne demeli ?

Bekleviç, bilindiği üzere bir süredir Anadolu’da çalışmalarını hızlandırmış durumda.

Bekleviç’e düzenlediği programlarda inanılmaz psikolojik baskılar yapılıyor.

Peki Hayır Partisi’nin suçu nedir ?

Sadece, hayırları çoğaltma kampanyası düzenlemek.

Bekleviç’e yapılanları uluslararası basın ve kamuoyu da oldukça yakından takip ediyor.

Şu anda ülkenin ana muhalefet liderine gösterilmeyen yurtdışı medya ilgisi Bekleviç’e odaklanmış durumda.

Çünkü Bekleviç ve ekibi sadece gençlerle yola çıkmış durumda.

Bunun yanı sıra ciddi tecrübesi olan isimler de yok değil.

Onlar da sembolik boyutlarda diyebiliriz.

Yurt çapında hayır oyu vermeyi düşünen tüm vatandaşlara, PKK’li, FETÖ’cü, terörist denmesi ise ülkede gelinen demokratik zemini gösteriyor.

Bilindiği üzere Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kuruluş felsefesinde demokrat, reformist bir yaklaşım vardı.

Erdoğan, kimsesizlerin kimsesi sloganıyla bugünler de terörist olarak adlandırdığı vatandaşlarının da desteğiyle yüzde 51oyla Cumhurbaşkanı seçildi.

Ama Erdoğan önce anayasayı ihlal etti.

Ardından da kişiye özel, yani kendisi anayasayı ihlal ettiği için anayasaya uymak yerine, anayasasın kendisine uydurulmasını istedi.

Ve onu defalarca hükümet yapan, ona sonsuz destek veren milletinin önemli bir bölümünü sırf tercihlerinden ötürü terörist ilan etti.

Sadece o mu ?

Tabi ki, kocaman bir “hayır”.

Başbakan Binali Yıldırım, Ak Parti kabinesi de, partilerinin kuruluş felsefesine aykırı bir şekilde raydan çıktılar, siyaseten yanlış yollara saptılar.

Çünkü Erdoğan’ın terörist yakıştırması yaptığı aziz milletimiz aynı Erdoğan’ı 1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı, 2002’de partisini tek başına iktidar, sırasıyla 2007, 2011, 2015 genel seçimlerinden zaferle ayrılmasını sağladı.

Yine aynı aziz milletimiz Erdoğan’ı yüzde 51 oy oranıyla cumhurun reisi seçti.

Peki karşılığı bu mu olmalıydı ?

O zaman aziz milletti de şimdi neden tercihlerinden ötürü terörist oldu?

Biliyorum ve eminim ki eli vicdanında olan Ak Partili arkadaşlarımız da bu süreci sorgulayacaklardır.

Salt duygularıyla değil vicdanlarıyla karar vereceklerdir.

Kişiler için yasa yapılmaz, yasalar kişiler için yapılır.

Hele ki anayasalar toplumsal mutabakattır.

Toplumsal uzlaşı olmayan yerde farklı sosyal dengeler ortaya çıkar.

Umarım bir gün toplum olarak uzlaşırız.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.