BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

Gebze'de işçi direnişlerinin ışığında sınıf mücadelesinin seyri tartışıldı 

Gebze'de Evrensel Gazetesinin çağrısıyla bir araya gelen işçiler, son dönemde ortaya çıkan işçi eylem ve direnişlerini, sonuçlarını ve 2022 1 Mayıs'ına nasıl hazırlanılması gerektiğini tartıştı.  

04 Nisan 2022 22:53
Gebze'de işçi direnişlerinin ışığında sınıf mücadelesinin seyri tartışıldı 

Petrol-İş Gebze Şubesi Ziya Hepbir Konferans Salonu'nda "İşçi direnişlerinin ışığında sınıf mücadelesinin seyri" başlığıyla düzenlenen etkinliğe Evrensel Gazetesi Yazarı İskender Bayhan da konuşmacı olarak katıldı. 50'nin üzerinde işçinin katıldığı etkinlikte Gebze'de yaşanan işçi eylem ve direnişlerinin yer aldığı kısa bir video gösterimi de yapıldı. 

Etkinlikte konuşan Evrensel Gazetesi yazarı İskender Bayhan, Gebze'nin Türkiye’de sınıf mücadelesinin önemli merkezlerinden birisi olduğunu söyledi. 2022'nin ilk üç ayındaki mücadelerin dikkat çekici olduğunu söyleyen Bayhan, "Bu üç ayı sıcağı sıcağına yaşadık ama bu sürecin başında, 2021'nin son çeyreğinde işçi sınıfının içerisinde homurdanmalar başlamıştı. Dipten gelen dalgayı, hoşnutsuzluğu gören iktidar asgari ücret zammını erken belirlemek zorunda kaldı. Asgari ücrete gelen yüzde 50 zammın ardından işçiler arasında 'Asgari ücret zammının altında yapılacak zam zam değildir' fikri doğdu. İşçiler aslında bunu söylerken bu zammın yaralarına merhem olmayacağını bilerek söyledi" dedi. 

"ZAMLAR EMEKÇİLER TARAFINDAN MARKETTE, PAZARDA TEST EDİLİYOR"

2018'in son çeyreğinde Türkiye ekonomisi bir kriz sürecine girdiğini söyleyen Bayhan, "Bunu hükümet kabul etmek istemedi ilk başta. 2020'nin Mart ayında patlayan pandemi süreci ile bu kez kriz emekçi kitleleri daha da etkileyen duruma geldi. 2021'de ise bu durumun toparlanacağı beklentisi yaratıldı ama çok da öyle olmadı. Ya işçileri ve emekçileri koruyacak politikalar uygulayacaklardı ya da bu krizin yükünü işçilerin ve emekçilerin sırtına yıkacaklardı, ikincisi oldu. Krizin faturasının çok ağır ödendiği bir dönem oldu. Bu dalganın üzerine asgari ücrete yüzde 50 zam yapıp vergi dışı bırakıldı. İşçi ve emekçiler içindeki hoşnutsuzluğu yönetilebilir bir duruma getirmek için buna başvurdular. Zaten gerçek enflasyon rakamları ortada, bu zam oranı gerçek enflasyona bile denk düşmedi. Yapılan bütün bu zamlar, açıklamalar emekçiler tarafından markette, pazarda, kahvede test edildi. Her şey hayatın sert gerçeğinde, halkın günlük hayatında duvara çarpttı" diye konuştu. 

"HAK ALMA VE HAREKETE GEÇME TUTUMU ORTAYA ÇIKTI" 

Son süreçte hemen hemen her fabrikada özgün şeylerin ortaya çıktığını vurgulayan Bayhan, "Burada da Farplas ilk işaret fişeklerinden birisiydi. Ondan sonra arka arkaya, büyük çoğunluğu İstanbul ve Antep olmak üzere ücret talepli eylemler patladı. Bir anda 120 işyerinde 50 bine yakın işçinin eylem halinde olduğu durum ortaya çıktı. İşçiler içerisinde çok ciddi bir hak alma tutumu, harekete ve öne geçme durumu ortaya çıktı. Daha çok sendikalarda örgütlenmek yerine patronun karşısına geçip hakkını alma durumu vardı. Bir sendikal bürokrasi tartışması gündeme geldi. Bu süreç aynı zamanda 'İşçiler neden sendikalara gitmiyor, neden örgütlenmiyor' tartışmalarını doğurdu. Bir diğer tartışmada ise direnişe geçip hakkını alan işçi geri çekildi, 'Hakkımı aldım yeter' dedi. Bu da tartışılması gereken bir nokta. Genel olarak mücadeleye geçen işçiler hak talep ettiklerinde üç gerçekle yüz yüze gelirler. Bunlardan biri nasıl bir düzende yaşadıkları, nasıl bir sistem içerisinde olduklarıdır. Diğeri devlet ve hükümetin neyin arkasında olduğunu, neye hizmet ettiğini görürler. Üçüncüsü ise demokrasinin neden gerekli olduğu gerçeği ile karşı karşıya kalırlar" dedi. 

İskender Bayhan'ın açılış konuşmasının ardından sözü işçiler aldı. İlk olarak konuşan bir metal işçisi, "İşçiler içerisinde psikolojik bir boşa düşmüşlük var, gece gündüz çalışıp geçinme derdindeler. Sendikalı işyerleri için diyorum bunu, mesai yapmadığında üzülen işçiler var. Sendikalara da burada çok büyük iş düşüyor. Mevcut sendikalı yerlerdeki işçilere de. İşçiler bu darboğazın içerisinden nasıl çıkacak? Bu görev ve sorumluluk kimlerin üzerinde?" diye sordu. 

"BİRLİKTE OLDUĞUMUZ SÜRECE KAZANIRIZ" 

Dayanışmanın önemine değinen Baldur grevcisi Erkan, "Biz birlikte olduğumuz sürece mücadele ederek kazanabiliriz. İşçinin başkenti diyoruz ama bir fabrikada direniş başlıyor, yan fabrikada hiç dayanışmaya bile gelinmiyor. Bunları da tartışmak lazım, mahallemizde, derneklerimizde dayanışma daha büyük olursa mücadele azmi daha da artıyor" dedi. Baldur grevcisi Serkan ise, "Ben 281 gün kapı önünde bekledim, mücadele ettim. İşçiye sendika anlatılmıyor. İşçinin sağı solu yoktur, bunu anlatmamız lazım. İşçi içerisinde eksiklikler var, bunların giderilmesi gerekiyor" diye konuştu. 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.