Kuş darıyı, çiçek arıyı, erkek karıyı, ana çocuğu, çoban gocuğu, yumurta sucuğu, ocak közü, kirpik gözü, ozan sözü sever.
Garip sılayı, yiğit halayı, tencere kalayı, davul zurnayı, avcı turnayı, deve hurmayı, alın kelini, cömert elini, cimri dilini sever.
Çöl yağmuru, çizme çamuru, oklava hamuru, tembel yatmayı, geveze atmayı, pazarcı satmayı, şişe tıpayı, şarap kupayı, eşek sopayı sever.
Ebe bebeği, kahve dibeği, çengi göbeği, memur masayı, ermiş asayı, hakim yasayı, haylaz döveni, dalkavuk öveni, hergele söveni sever.
Sarhoş dostunu, ayı postunu, yaşlı bastonu, hatip lafı, suçlu affı, açıkgöz safı, orman çamı, kedi damı, işçi zammı sever.
Mektup pulu, zampara dulu, Allah kulu sever.
Peki, Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker kimi sever?
Yalakaları!
Başkan Köşker, kendisiyle ilgili eleştirel içerikli haberlere de yer vermemiz nedeniyle Gerçek Kocaeli’yi reklam listesinden çıkarttırmış.
Bize bir bakıma ‘Beni övün, reklamı da kapın’ mesajı vermiş.
Başkan Köşker şunu bilmeli; övülmekten haz duymak ve hoşlanmak; hak edilmediği halde haksız yaklaşımlardan nemalanarak prim elde etmek anlamına gelir, buda başka bir yanlışı doğurur.
Yani aslında övmek dövmekten kötüdür!
Biz sizi övmeyelim!
Ayrıca Başkanlığı’nı yaptığınız o belediyenin parası babanızın değil, halkın parası.
O parayı eleştiren, eleştirmeyen diye kafanıza göre kullanıyorsanız o zaman eşitlikten, adaletten söz etmeyin.
Galiba sizde, adaleti parti tabelasında unuttunuz!
Bilmem anlatabildik mi?
O TV DOĞRU HABERİ NEDEN YALANLADI?
Azınlıktalar diyerek bir bakıma bu kişilerin sayılarının bir elin parmak sayısını geçmeyeceğini de vurgulamıştım.
Kışkırtılan 3-5 genç ilimizdeki yerel bir TV’nin muhabirini mahallerine çağırmış.
Ben genelde yerel TV izlemem.
Benim bile böyle bir haberden 15-20 gün sonra haberim olduysa, eminim pek çok kişinin bilgisi bile yoktur.
O yerel TV’nin muhabiri sanırım doğru haberi bile yalanlamayı kendisine misyon edinmiş.
Aksi olsaydı yanıma da gelip benimde görüşümü alarak haberini yayına hazır hale getirirdi.
Zira o iddiaları kaleme alan bendim.
Ben bunu bilir bunu söylerim; Gazetecilik ahlak ister, bilgi ister ve yürek ister.
Gazetecilik onurlu ve dik duruş gerektiren de bir meslektir.
Gazeteciler boyun eğmez, eğenlerde gazeteciyim dememeli.
Ben sözümün arkasındayım.
Yüreği olmayanlara gazeteci de denmez.
Zira etliye sütlüye dokunmadan gazetecilik yapılmaz.
Gazeteci doğru bildiğini yazmaktan çekinmez.
Buna da yürekli olmak denir.
Başka söze gerek var mı?