Engelli vatandaşların ekonomik, sosyal ve hukuki pek çok alanda mağdur edildiğini vurgulayan Gergerlioğlu'nun detaylı eleştirileri ve çözüm önerileri öne çıktı. Gergerlioğlu, engellilerin ekonomik zorluklarına dikkat çekerek güncel rakamlarla durumu gözler önüne serdi. Engelli aylıklarının 4 ile 7 bin TL arasında değiştiğini ancak ülkedeki açlık sınırının 30 bin TL, yoksulluk sınırının ise 97 bin TL olduğunu belirtti. Engelli bakım aylığının ise ancak 11 bin TL olduğunu ifade ederek, "Engelli nasıl yaşasın arkadaşlar?" diye sordu. Engelli aylıklarının, bakım aylıklarının ve rehabilitasyon merkezlerine yapılan ödemelerin azaltıldığına dikkat çekti.
ENGELLİLERİN ZORLU ŞARTLARI DÜZELTİLMELİ!
Gergerlioğlu, 2008 öncesi işe giren engellilerin 15 Ocak 2025'te çıkan bir yasa nedeniyle vergi indiriminden kaynaklanan emeklilik haklarının engellendiğini ve iktidar yetkililerinin verdiği sözlere rağmen binlerce engellinin zarar gördüğünü vurguladı. Engellilerin çoğunun çalışamadığını ve yasal zorunluluk olan yüzde 3'lük engelli kotasının uygulanmadığını belirtti. Gergerlioğlu, engelli aylıklarının hane halkı gelirine göre hesaplanmasının yanlış olduğunu, kişi başına gelire göre asgari ücretin altında kalanlara asgari ücret verilmesini önerdi. SGK ödemeleri ile medikal cihazların gerçek fiyatları arasındaki dev uçurumun giderek arttığını kaydetti. Süreğen hastalığı olan engellilerin periyodik olarak rapor yenileme zorunluluğunun gereksiz bir zorluk olduğunu, bunun düzeltilmesi gerektiğini ifade etti.
KAMU BİNALARI VE YOL DÜZENLEMELERİ ENGELLERİN ULAŞABİLECEĞİ ŞEKİLDE TASARLANMALI!
Erişilebilirlik meselesinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Gergerlioğlu, engellilerin günlük hayatta karşılaştığı somut engellere değindi. Trafikte, yolda, sokakta her yerde engellerle karşılaşıldığını, bilinçsiz insanlar ve belediyelerin diktiği direkler nedeniyle engellilerin akülü araçlarla rahatlıkla gezemediklerini dile getiren Gergerlioğlu, kaldırımların hâlâ düzgün olmadığını ve görme engellilerin büyük sıkıntı çektiğini ekledi. Engellilerin otobüslerde kendilerine ayrılan bölümlerin normal vatandaşlar tarafından işgal edildiğini, alan dolu olduğunda şoförlerin kendilerini almadığını aktardı. Ayrıca, bir araca bir engelli bindiğinde ikinci bir engellinin kesinlikle alınmadığını ve halk otobüslerinin engellileri almamak için görmezden geldiğini belirtti. Camilere girilemediği için engellilerin soğukta veya sıcakta dışarıda namaz kıldığını, iş merkezlerinde ve AVM'lerde engelli tuvaletlerinin erişilebilir hâle getirilmesi gerektiğini söyledi. Gergerlioğlu, 27 Aralık 2024'te çıkarılan kanunla ÖTV muafiyetli araç alım hakkının beş yıldan on yıla çıkarılmasının geriye dönük işletildiğini ve bu hakkın gasbedildiğini belirtti. Danıştay'ın bu geriye dönük yasayla ilgili bir iptal kararı çıkardığını anımsatarak, Meclis'in bu konuda bir yasa çıkarması gerektiğini dile getirdi.
EĞİTİM ENGELLİLERE GÖRE UYARLANMALI!
Gergerlioğlu, eğitim ve sağlık hizmetlerindeki aksaklıkları da sıraladı. E-KPSS'nin iyi bir kazanım olduğunu ancak YKS, LGS ve üniversite sınavlarında engelli düzeyinde soru olmadığı ve sınavların engellilere göre uyarlanmadığı için zorlanılan çok soru olduğunu aktardı. Türkiye'deki engelli çocukların yüzde 70'inin ilkokuldan sonra okulu bıraktığını ve bu oranın AB ülkeleri içinde en yüksek olan ülke olduğunu belirtti. Okul idarecileri ve velilerin "Ben sınıfıma otizmli çocuk istemiyorum" diyebildiğini ifade ederek Millî Eğitim Bakanlığı'nın net politikalar geliştirmemesini eleştirdi. Özel eğitim sınıflarında sık görülen öğretmen değişimlerinin önlenmesi gerektiğini ve yeni eğitim mekânlarının engellilerle birlikte tasarlanması gerektiğini önerdi. Engellilere hizmet veren rehabilitasyon merkezlerinin denetlenmesi gerektiğini, Urfa'da 7 yaşındaki otizmli Poyraz Efe'nin yanarak hayatını kaybetmesi gibi skandalların olduğunu belirterek, merkezlerin sıklıkla denetlenmesi ve iyi hizmet vermesi gerektiğini vurguladı.
BM ENGELLİ HAKLARI SÖZLEŞMESİ'NİN ERİŞİLEBİLİRLİK YÜKÜMLÜLÜKLERİ YİRMİ YILDIR YERİNE GETİRİLMİYOR!
Gergerlioğlu, Türkiye'nin uluslararası yükümlülükleri yerine getirmediğine ve toplumsal bakış açısının sorunlu olduğuna da dikkat çekti. BM Engelli Hakları Sözleşmesi'nin erişilebilirlik yükümlülüklerinin Türkiye tarafından yirmi yıldır yerine getirilmediğini vurguladı. Toplumda her şeyin "sağlamlara göre ayarlandığını" ve engellilerin yük olarak görüldüğünü söyleyen Gergerlioğlu, "Sağlamcı bir mantıkla bakmamak lazım, engellilerin gözünden bakmak lazım" diyerek, üç beş kuruş vermenin bir lütuf değil hak olduğunu dile getirdi. Engelliler konusunda bilimsel verilerin eksik olduğunu ve bu nedenle hizmetin gerektiği oranda verilemediğini belirtti.
ACİL ÇÖZÜM GEREKİYOR!
Acil çözüm bekleyen konuları ve taleplere değinen Gergerlioğlu, Engelli çocuğuna bakan annelerin sigortalı olması sağlanmalıdır. Körler için ulaşım araçlarının tümünde iç ve dış sesli tabela sistemleri geliştirilmelidir. Engellilere bireysel sosyal danışmanlık verilmelidir. Nöroçeşitliliği olan çocuklar için uzman refakatinde mola evleri açılmalıdır. İşaret dili eğitmenleri bakanlıklarda daha çok yer almalıdır. Cezaevlerindeki mahpus engelliler ve yakınları için özel düzenlemeler yapılmalıdır. Engellilere toplu taşıma becerileri öğretilmelidir. Gergerlioğlu, konuşmasını "Engellilere her türlü engeli çıkaran bir iktidarla karşı karşıyayız" sözleriyle bitirerek, hükümeti bu sorunlara acilen çözüm bulmaya çağırdı.
Gölcük’te terk edilmiş bir bina daha yıkıldı
Karanlıkta okula giden çocukların bedeli inatla ödenemez!
Bir köklü firmadan daha kötü haber!
BTP’liler Ankara’ya akın edecek!





