banner741

BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

Saadet Partili kadınlar Erbakan Hoca’nın sloganını tekrarladılar

Saadet Partisi Kocaeli Kadın Kolları, teşkilat içi değerlendirmelerin yapıldığı ve yeni dönem hedeflerinin paylaşıldığı İl Divan Toplantısı’nı il ve ilçe yönetimlerinin katılımı ile gerçekleştirdi. Bu buluşmada adil düzen kurulana kadar mücadeleye devam mesajı verildi. 

07 Mayıs 2025 12:34
Saadet Partili kadınlar Erbakan Hoca’nın sloganını tekrarladılar

Toplantının açılış konuşmasını yapan Kocaeli Kadın Kolları İl Başkanı Reyhan Şengün, merhamet ve adalet temelli siyasetin önemine dikkat çekerken birlik, beraberlik ve inançla yürütülen çalışmaların altını çizdi.

Konuşmasına “1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü vesilesiyle bütün emekçilerin, bütün çalışanların bayramını tebrik ediyorum. Şüphesiz bu dünyada, “alın teriyle kazanılmış helal lokmadan” daha değerli bir şey yoktur.” sözleriyle başlayan Şengün, emekçilerin sorunlarından ekonomi politikalarına, deprem hazırlıklarından dış politikaya kadar birçok konuya değindi.

"1 MAYIS İDEOLOJİK KAMPLAŞMANIN DEĞİL, EMEKÇİNİN SESİ OLMALI"

1 Mayıs’ın, siyasi kutuplaşmaların değil, işçinin gerçek sorunlarının konuşulduğu bir gün olması gerektiğini belirten Şengün; “Ülke ekonomisinin büyüdüğünü söylüyorlar ama; asgari ücretlilerimiz, emekçilerimiz, kirasını ödeyemez, çocuğunu okutamaz, tenceresini kaynatamaz hale geldi. Ülkenin işçisinin, emekçisinin maaş ve ücretleri gün geçtikçe küçülüyor. İşçimiz hak ettiğini alabilmek için, son çare greve başvuruyor. Bugün, ülkemiz grevler ülkesi haline geldi. İşçimizin, emekçimizin konuşacak bu kadar sorunu varken; 1 Mayıs hala ideolojik tartışmaların esiri durumunda. Alın terinin, emeğin, sosyal güvencenin, taşeron işçiliğin, asgari ücretin konuşulması gereken bir gün “Taksim Meydanı” tartışmalarıyla geçiştiriliyor. Biz isterdik ki, 1 Mayıs’ta Taksim’i tartışacağımıza, açlık sınırının altında kalan asgari ücretliyi konuşalım. Keyfi uygulamalarla işten çıkarılan işçileri, emekçileri konuşalım. 14 yaşında çalışmak zorunda bırakılan, çalışırken hayatını kaybeden çocuklarımızı konuşalım. Şunu unutmayalım, emeğin sömürülüyorsa, akıttığın terin hakkı verilmiyorsa, sağcı olsan ne olur, solcu olsan ne olur? Açlık sınırının altında bir asgari ücrete mahkum ediliyorsan; Sünni olsan ne olur Alevi olsan ne olur? Yıllarca çalışıp didindikten sonra; 14 bin lira emekli maaşıyla hayatta kalmaya çalışıyorsan; Kürt olsan ne olur, Türk olsan ne olur? İşçinin, memurun, emeklinin asgari değil, insanca yaşama kavuştuğu bir Türkiye mümkün. Bunun için tek bir şeye ihtiyaç var o da; iktidarın değişmesi! Mevcut iktidar gittiğinde, adil bir düzen kurulduğunda, adil devlet ve adil paylaşım iradesi iktidara geldiğinde, biz iktidara geldiğimizde, emek, aziz; dayanışma, değerli; 1 Mayıs, bayram olacak inşallah!” dedi.

GSM OPERATÖRLERİ VE DEPREM VERGİLERİ HEDEFTE

Son yaşanan depremlerde can kaybı yaşanmamasının sevindirici olduğunu söyleyen Şengün, “Can kaybı yok fakat ciddi anlamda bir güven kaybı var. Özellikle, faturaya gelince dünyanın en pahalı fiyatını sunan GSM operatörleri, hizmete gelince en ufak sarsıntıda yerle bir oldu. 99 Marmara depreminden sonra geçici deprem vergisi getirildi. Geçici gelen bu vergi Ak Parti ile kalıcı oldu. Bugüne kadar 40 milyar doların üzerinde deprem vergisi toplandı. Peki bu vergi nereye gitti? Dönemin Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek “deprem vergileri duble yollara gidiyor” demişti. Ne tuhaf değil mi? Deprem vergilerini “duble yollara” harcayan iktidarın bakanı, deprem olduktan sonra “depremin” bütçeye yük olduğunu söylüyor.” diyerek çelişkiye dikkat çekti.

"52 MİLYAR DOLAR HEBA EDİLDİ"

Merkez Bankası’nın döviz kurunu sabit tutma uğruna 52 milyar dolarlık rezervi tükettiğini hatırlatan Şengün, bu parayla yapılabilecek sosyal projeleri sıraladı ve şunları söyledi. “Bu para 800.000’in üzerinde sosyal konut demek. Bu da Türkiye’de ihtiyaç sahibi olan hiçbir ailenin evsiz kalmaması demek. 6 Şubat mağdurlarının tamamının çadırlardan, konteynırlardan kurtarılması demek. 2025 bütçesinde çiftçiye destek için ayrılan paranın tam 14 katı demek. Türkiye’de “Çiftçi Kayıt Sistemine” kayıtlı 2 milyon 100 çiftçimiz var. Bu parayla, her bir çiftçiye 951.809 lira destek verilebilirdi. Bayramda emeklilere; 4.000 tl değil, 1 maaş değil, tam 6,5 maaş ikramiye ödenebilirdi. 52 milyar doları, 100 dolarlık banknotlar halinde uç uca dizseniz, dünyanın çevresini 2 defa dönebiliyorsunuz. Hatta aynı rakamı TL’ye çevirince; 200 liralık banknotlardan Ay’a dört şeritli yol yapıyorsunuz.”



BAKAN SICAK PARA İÇİN YURTDIŞINDA KAPI KAPI DOLAŞIYOR!

Hazine ve Maliye Bakanı’nın yurtdışında yatırımcı arayışlarını da eleştiren Şengün, “Sayın Şimşek, Erasmuslu üniversite öğrencisi gibi ülke ülke dolaşıyor. Sıcak para arıyor, yatırımcılara sesleniyor. Sayın Şimşek en son, IMF-Dünya Bankası Bahar Toplantıları kapsamında Amerika’daydı. Kendi ifadesiyle söylüyorum: 60’tan fazla kuruluşla görüşmüş, çok çok yoğun ilgi görmüş. Kim var görüştüğü kuruluşlar arasında? IMF var, Dünya Bankası var, finans kuruluşları var.  Şunu baştan söyleyelim, bulunan paranın maliyeti bize çok yüksek olacak. Neden? Çünkü, Türkiye ancak yüksek faizle borç bulabiliyor. Bu da demek oluyor ki bu borçla aslında bu ülkenin yarınları esir alınıyor. Ekonominin temeli yerli üretimdir, çiftçidir, esnaftır.” ifadelerini kullandı.

İSRAİL’E YÜK TAŞIYAN GEMİLERE SERT TEPKİ

Mersin Limanına gelmeyi planlayan Nexoe Maersk gemisinden de bahseden Şengün, “Bu gemi 2023’ten bugüne düzenli olarak İsrail’e silah ve silah parçası taşıyan “Maersk” şirketinin gemilerinden biri. Bu şirketin gemileri, yalnızca Eylül 2023 ile Eylül 2024 tarihleri arasında İsrail’e tam 2.110 sevkiyat yapmış. Bu 23 milyon ton malzemenin içinde neler var biliyor musunuz? 

Zırhlı Personel Taşıyıcılar, Taktik Araçlar, Gelişmiş Hafif Saldırı Araçları, Top mermileri için mermi gövdeleri. Mersin Limanına gelmeyi planlayan bu Nexoe Maersk gemisinin içinde şu an F-35 parçaları bulunuyor. Hani şu Gazze’de taş üstünde taş bırakmayan F-35’ler! Hani Türkiye’nin parasını ödediği halde alamadığı F-35’ler!

Bu gemiye tepki gösteren Saadet Partimiz, Anadolu Gençlik Derneğimiz, Direniş Çadırı üyeleri, Filistin için 1000 Genç üyeleri ve duyarlı insanlarımız sayesinde bu gemi geçtiğimiz gün rotasını değiştirmek zorunda kaldı!  Bir düşünelim! Bu 2.110 seferin, kaçı Mersin’e demirledi? Kaçı, bizim limanlarımızdan kalkıp İsrail’e ulaştı? En başından beri bunu anlatıyoruz. Bitti mi maalesef bitmedi, önümüzdeki ay Mersin limanına gelecek, oradan Hayfa’ya geçecek gemilerin listesi elimizde” diyerek Gazze sevdalılarının bu gemilerin Mersin limanına gelmesine müsaade etmeyeceğine olan inancını dile getirdi.

“KIBRIS SAHİPSİZ DEĞİL"

Kıbrıs’ta son dönemde yaşanan gelişmelere dikkat çeken Şengün, “İktidarın Kıbrıs’a bakış açısı milli olmaktan çok uzak! Son zamanlarda Doğu Akdeniz’de ve Kıbrıs’ta bu kadar gelişme yaşanırken, iktidarın bu kadar suskun olması başka türlü açıklanamaz. Kıbrıs, Türkiye’nin kilidi değil mi? 

Kıbrıs, Doğu Akdeniz’deki varlığımızın teminatı değil mi? Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs’tan büyüktür. Kıbrıs demek, Erbakan Hocamızın emperyalizme karşı yazdığı destan demektir. Kıbrıs demek, bizzat Anadolu demektir. Kıbrıs demek, Milli Görüş demektir.” diyerek hükümeti milli ve kararlı bir duruşa davet etti.

“TESLİMİYET DEĞİL, DİRİLİŞİN ÇAĞRISI!”

Konuşmasının sonunda kararlılık mesajı veren Şengün, “Bu konuştuklarımızın hepsi, elbette bir teslimiyetin değil, bir dirilişin çağrısıdır. Emeğin hakkı verilene, adalet gerçekten yerini bulana, Kıbrıs özgürleşene, Gazze hürriyetine kavuşana kadar bizim bu kutlu yürüyüşümüz sürecek! İnandığımız hakikatlerin izinde, Hakkı üstün tutan bir siyaset anlayışıyla mücadeleye devam edeceğiz.” dedi.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.