banner440

google.com, pub-6607037292168000, DIRECT, f08c47fec0942fa0
BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

 Açılımı şöyle; 

---Utanç duyulan hiçbir şeyi olmamak, yaşanılan her şeyin arkasında olmak, alnı acık olmak.

---Dik başlılıkla sık sık karıştırılan; fakat asilikten daha ziyade onurlu ve kendine güvenli olmayı tanımlar.

---Yeri geldiğinde sorgulanan bir hareket karşısında ''yaptıysam ben yaptım size ne'' diyebilme potansiyelinin söylenebildiği durumdur.

---Onurlu, gururlu olmak, cesur, yürekli olmak.

Sadece erdemli insanların kullanması gereken ve ayağa düşürülmemesi gereken bir söz olduğu açıkça görülüyor.

Herkes sıkışınca bu sözü kullanırsa değeri harbiyesi kalmaz ve sıradanlaşır.

Bu sözü kendisine yakıştıranların en büyük kötülüğü de budur zaten.

Hiç yakışmadığı halde bu kıymetli sözü kullanarak laçka edenler asıl kullanması gerekenlere de haksızlık etmiş olurlar.

Erdemli insanlar da bu ağır sorumluluk isteyen sözü kullanması gereken zamanda “Ya acaba kullansam mı, bunu şu adamda kullanmıştı ama şerefsizin biri olduğunu herkes biliyordu… Beni de öyle sanmasınlar.” Diye vehime düşerek kullanmaktan imtina edebilirler.

Kullandığımız sözlerin bize yakışıp yakışmadığına bakmaksızın boş beynimizde kırişeleştirdiğimiz cümleleri dilimize ses olarak aktarmak ve işte “Ben aslında buyum” manasına gelecek cümlelerle kalıbımızı süslemek neyin nesidir acaba?

Kendini aldatmak mı, tanımayanlara farklı görünmek mi?

Ya da bir işten sıyırmak için Nesrin Topkapı sanatını icra etmek mi?

Kapının arkasında filimler dönüyor diyorlar fakat bizim ALNI AÇIK BAŞI DİK OLANLAR kapıyı açıp ”İçerde film yok arkadaşım, televizyon seyrediyoruz, sen yanlış anlamışsın, gir içeri bak istersen” diyeceğine “Bu bilgiyi sana şu vermiştir, bu vermiştir, o şöyledir, bu böyledir” gibi ıptır-kıptır laf ebeliğiyle içerden gelen
seslerin ne olduğunu gizlemeye çalışır.

Belli bir film var… Kapıyı açta Sanal mı değil mi görelim… Yok olmaz!

“Şu vermiştir, bu vermiştir…”

Ya sana bunu soran mı var?
 

Ses geliyor işte.

“Yok, şu demiştir, öyle demiştir, böyle demiştir…”

Rejisör çıktı senaryoyu anlatıyor…

“Dublaj yapmışlar, filmi gösterime şu vermiştir, bu vermiştir…“

Ya Hu, Adam senaryoyu anlatıyor senaryoyu…

“Fragmanı şu yüklemiş, bu yüklemiş…”

Adam “ Ben yükledim kardeşim, adım soyadım da şu” diyor.

Yok,”Ona şu vermiştir bu vermiştir”

Madem gösterimden önce film dışarı sızmış o zaman yayına veren ve ismini açık açık yazan adamı şikâyet et, o da ona vereni deşifre etsin.

Bu kadar basit.

Niye kıvırıyorsun ki?

Zaten son günlerde filmlerin vizyona girmeden önce film paylaşım sitelerinde yayına girmesi moda oldu.

Senaryoyu yazanından figüran olarak oynayanına kadar hepsinin emeği vardır o filmlerde.

Emek hırsızlığı yapanların cezası da bellidir.

Eğer filminin çalındığına inanıyorsan, kim emek hırsızlığı yaptıysa verirsin mahkemeye.

Öyle korsan satıcıyla falan uğraşarak gündem soğutmaya çalışmaya da gerek yoktur.

 ALNI AÇIK BAŞI DİK BİRİSİ olarak ya içerde oynanan filmi gösteririsin ya içerde film-milim oynanmıyor girin bakın dersin ya da bu filmi vizyona girmeden önce piyasaya süren ismi-cismi belli adamı mahkemeye verirsin.

Dikilitaş varken.

Topkapı olmaya gerek yok.

Kalın sağlıcakla… 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.