BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

Kime yanaşmayacağımıza,

Kimi seçeceğimize,

Kimi seçmememiz gerektiğine gibi…

Ne zor bir karar olur değil mi?

Uzun yıllarımızı alır.

Mesela, kiminle arkadaş olacağımıza karar vermek kaç yılımızı alır?

Hele dost olmak için ne kadar süre gereklidir?

Sevmek kolay mıdır acaba?

Kimi seçeceğimize nasılsa biz karar vermiyoruz…

Bu kolay.

Önümüze bir isim getirirler ve bizde önümüze getirilen isimlerden birisini tercih ederiz.

Yani seçme hürriyeti bizim değildir…

Sadece seçilip önümüze getirilene Okey deme hürriyetimiz vardır.

Seçimlerimizde hepimiz hatalar yapabiliriz.

Bu çok insani bir şey.

Hatta bazılarımız koskoca bir hayatı paylaşacağımız eşlerimizi seçerken dahi hata yapar ve aynı hayatı birlikte paylaşamayacağına karar vererek eşinden boşanır.

Bazen eşler birbirlerini yanlış anladığına anlarlar ve birbirlerinden özür dileyerek tekrar bir araya gelebilirler fakat o kadar önemli ve hassas konular vardır ki işte onun özrü asla olmaz, özür kurtarmaz.

İki yol vardır…

Birisi de boşanmak.

Özür hususunda geçen yazıma yorum yapan bir okuyucum bu konuya temas etmiş.

Diyor ki; Son gece Alemdar'ın kaybedeceği anlaşılınca neden mücadele verdin, kendini paraladın? Tamam, bunları yaptın ve şu an geldiğiniz noktada O ve AKP kaka oldu. Peki ya bu durum karşısında sizin evet evet Sn. Eryürek sizin tüm Derince' den ve kamuoyundan kocaman bir ÖZÜR dilemeniz gerekmiyor mu? Önce ona destek verdiğiniz, onu seçtirdiğiniz, güvendiğiniz, koruduğunuz, sahip çıktığınız, arkasında durduğunuz adamı Belediye Başkanı seçtirdiğiniz için bu halk özürü hak etmiyor mu?
Müthiş hoşuma gitti.


Çok güzel bir anlatım ve mükemmel final.

Öncelikle bu güne kadar düşünmediğim bu inceliği hatırlattığı için okuruma teşekkür ederim.

Evet haklısın dostum.

Ben Mehmet Eryürek olarak kendini farklı tanıtma becerisi olan böyle bir kişiyi iyi tanıyamadığım ve seçilmesi için verdiğim mücadeleden ötürü tüm Koceli’ den ve özellikle tüm Derinceliler’den ÖZÜR DİLERİM.

Halt etmişim..!

Neden Alemdarı tercih ettiğimizi defalarca ifade ettiğim için tekrarına gerek olmadığını düşünüyorum fakat son kez şunu tekrarlamak ihtiyacını da hissediyorum.

Evet, bu tercihi yaptık.

Çok çok yanlış bir tercihti.

Haklısınız fakat o günkü konjonktürde 1,5 yıl mükemmel derecede oynayarak Sağlık Grup Başkanlığı yapmış ve tam 5 yıl teşkilatlara maskeli yüzüyle şirinlik yapmış bir başka alternatifimiz yoktu.

Derince’ ye faydalı olacağını düşündük ve bu kararı aldık.

Tıpkı Sayın Başbakanımızın Turan Çömez’ i tanıyamadığı gibi bizde Alemdar’ ı tanıyamadık fakat yerel siyaset ettiğimiz için bizim özür dilememiz gerekiyor ve bizlerde sizlerden tekrar özür diliyoruz.

Evet, sorun bu zaten.

Yukarıda ifade etmeye çalıştığım konunun özü de bu.

Dün bir başka şahıs seçilsin diye mücadele eden ve üzerinde ittifak ettiğimiz şahsiyete “mok torbası” diyen adamlar bugün onun etrafında pervane oluyorsa insan kalitemizde önemli bir sorun var demektir.

Her nedense hatalı davranışlar ve mensubu bulunduğu partiye de zarar verici davranışları sebebiyle defalarca uyaran ve uyarılmasını sağlayan bizler halen suçlanmaya devam ederiz fakat bu günün yardakçılarından kimse söz etmez.

Ne garip değil mi?

Varsa yoksa sensindir.

Mesela bugünkü Milletvekilimiz Sayın Fikri Işık Hereke Belediye Başkanı adayı seçilmesi için Sayın Esener Maçil’ e muazzam bir destek vermişti ve haklıydı da.

Seçimi kazanmak için ve doğru bir aday olduğu için vermişti bu desteği fakat bir müddet sonra yolları ayrıştı.

Bu durumdan kimse söz etmedi ve etmiyor da halen.

Mesela bu kentte bir Cemal Şişman hadisesi yaşandı.

Bunu da ben mi getirmiştim de bir sürü suçlamalarla görevinden edildi?

Ne oldu? Kimse suçlandı mı bu hususta?

Mesela daha önceki varlığıyla bu günkü varlığı arasındaki farklar sebebiyle hemen her gün gazetelere haber konusu olan üst düzey bir danışmanın hala aynı görevine devam etmesi ve mal varlığını sürekli katlaması neden söz konusu edilemez?

Bunun özrü de bana mı ait?

Halen cebinde milyarları olduğu halde bir Karadeniz turuna, bir başkan yardımcılığına, bir-iki işe adam yerleştirmeye, akrabasına usulsüz imar çıkartmaya, avantadan maaş almaya, üç-beş klima satmaya, kadro almaya, bedava yeme-içmeye tav olurlarda kimse onların bu hatalı ve gayri edebi davranışlarından söz etmez ve yine el üstünde tutulurlar.

Bunun özrünü kim dileyecek?

Dedim ya…

Günah keçisi çok ama herkes bizim Kuzuya kızıyor ve asıl özür dilemesi gerekenlerden hiç ama hiç kimse özür beklemiyor.

Biz dost bildiklerimizden çıkar beklentileri ve asla kabul edemeyeceğimiz istekleri için olduk.

Bakın dost diyorum dost…

Arkadaş falan değil…

Dost…

Hani girizgâhta bahsettiğim ve dostluğundan emin olduğumuza karar verdiğimiz dostlarımızdan.

Madem öyle hazır başlamışken bir özür de onlardan dileyelim.

Dilimiz eskimez ya!

Ey, Sevgili eski dostlarım…

Sizlerden de özür dilerim.

Bize kendinizi başka tanıttığınız, bizi kullandığınız ve her şeyimizle sizin yanınızda olacak kadar enayi olduğumuz için.

Sizin işiniz şimdi iyi…

Haliniz vaktiniz de yerinde…

6-7 milyar maaş…

Her ay kesilen standart faturalar…

Görüyorum ki keyfinizde kıyak.

Bu gün burada yarın şuradasınız.

Değil leylek görmek, leylek sürüsü görmüş gibisiniz maşallah.

Bakıyorum da; meğer ne kolaymış sizin gibi yaşamak.

Gelene ağam, gidene paşam demek.

Mizaç bu işte…

Biz yapamadık…

Allah’ da yaptırmasın.

Merak da etmeyin..

Size hiç bir şey olmaz…

Hep zirvede kalırsınız…

Nasılsa bizim gibilerini yine birileri sahte yüzleriyle aldatırlar, siz yine ona mok Çuvalı gibi adam dersiniz ama koltuğa birlikte oturunca da  “

Gelin 5 sene adamın etinden sütünden istifade edelim” dersiniz ve o da size sessizliğiniz karşısında yol verir.

Korkmayın, nasılsa size sallıyanlar yok.

Dedim ya; bir garip dünya işte…

Önüne getiriline OKEY demek zorunda bırakılanlar, önünüze getirmek için iyi niyetle davranınca bizim gibi de dötüne tekmeyi yiyenler, kenardan da malı götüren kendir pişir kendin yeciler..

Ben görevimi yaptım, hem Alemdar özrümü diledim hem de “ Gün gelir kılıç taşıyan mert düşmanımla bir araya gelirim belki ama hançer saklayan DOSTUM ile ASLA” diyerek kendi duruşumu da açıkça beyan ettim.

Peki, zamanın şakşakçı, yiyici, kucakçı ve yardakçıları…

Sizce onlarında ödemesi gereken bir borcu yok mu?

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.