BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

Birine leb dersin… Leblebi diyeceğini anlayıverir.

Birine de günlerce anlatırsın hala nohut der!

Zor iştir anlayamamak.

Mensubu bulunduğu cemaat, parti veya dernek gibi kitlelerin aleyhinde gördüğü bir yazı, makale veya söz işitti mi hemen ayranı kabarıverir.

Eleştirinin doğrulara yönlendirme ve insanın kendisini toparlamasına fırsat sağlayacak fikri olgunlaşmanın alt yapısı olduğunu asla kavrayamaz.

Böyle tipler, dediğim dedik çaldığım düdük misali hep kendilerinin sözünün dinlenmesini, mensubiyet duygusu içerisinde olduğu kitlenin yüceltilmesini, beşer olarak hiçbir hata yapmayacağı için de aleyhlerinde kimsenin yorum hakkı olamayacağını zannederler.

Bu duygu durumunun azı gereklidir fakat çoğu zararlıdır.

Bu tip insanlar tabulaştırma, ilahlaştırma, dokunulmazlık, hırs, adavet, kibir, bencillik karışımı bu ruh haliyle yaşamanın zorluğunu boş verelim başkalarına da hayatı zindan edecek kadar tehlike saçarlar etrafa.

Siyasi partilerde daha belirgin halde ve çoğunluktadır bu tür insanlar.

Hepimiz azda olsa mensubu bulunduğumuz partimize laf söyletmeme güdüsüyle hareket ettik ve edebiliriz de fakat bu hastalık haline geldiyse işte tehlike çanları çalmıştır artık.

Bu hastalığa tutulanlar, gazete haberlerinde, köşe yazılarında en ufak bir Zülfikare dokunulduğunu gördü mü başlar mıhlamaya.

İsmi, cismi, kim olduğu belli de olmayacağını zannederek ağzına ne gelirse söyleme hakkını bulur kendinde.

Gerçi teknoloji çağında kimin nereden ve hatta hangi bilgisayardan yorum yaptığını belirlemek hiç zor olmasa da şahıs kendini büyük bir güven içinde hissederek az önce eleştirisi sebebiyle hiddetlendiği şâhısa aynı kendisinin hiddetlendiği tonda başlar vermeye veriştirmeye.
E, az önce sen kızmıştın eleştirildin diye… Şimdi sen niye karşı tarafı hiddetlendirecek şekilde eleştiriyorsun?

Sen yaparsan iyi öyle mi?

Bir tek senin hakkın var.

Haber veya eleştiri yalan mı?

Peki, Sen doğruluğunu araştırdın mı?

Ya daha da kötüleri varsa da onlar yazılmadıysa ne yaparsın?

Kötülükleri ve iğrençlikleriyle koskoca bir camiaya mal olacak bir şahsiyet eleştirilmişse sana ne?

Sen mensubu bulunduğun parti veya cemaatinde bu tür insanların hüküm sürmesini ister misin?

Cevabın “HAYIR” sa o zaman sükût edeceksin ve bu eleştirilerin hayır mı şer mi olduğunu zamana bırakacaksın.

Efendim neden hep benim partimi eleştiriyorsun?

Senin iddian bu kardeşim.

Sen, “Ben hepsinden temizim, ben hepsinden mükemmelim, ben hepsinden daha iyi yönetirim” dedin ve binlerce, yüz binlerce, milyonlarca insan sana bunun için “EVET” dedi.

Seni bu büyük iddiandan yaptığın hatalar sebebiyle alıkoyanlar eleştirilince niye feveran ediyorsun?

Şimdi hangi belediye başkanı hakkında bir söz söylense aman Allah dünya yıkılıyor.

Onlara neden bir şey söylemiyorsunuz?

Ya kardeşim, adamların bir tane belediye başkanı var mı?

Adamların bir tane bile belediye başkanlığı olmadığına göre neyini eleştireceksin?

Hata yapacak pozisyonları yok ki.

Geçmişte yaptıkları zaten eleştirilmiş ve eleştiriliyor.

Eğer eleştirilmemiş olsalardı, vatandaş onların yaptığı hataları görmemiş ve bilmemiş olsaydı şu anda zaten yine onlara destek vermiş olurdu.

Demek ki, yazılmış, çizilmiş ve vatandaş da desteğini çekmiş onlardan.

Şimdi ise; Güç sende, para sende, kentin yönetimi sende… Bu millet sana bu kadar destek verdiğine göre yanlışını gördü mü elbette eleştirecek.

Bundan normal ne olabilir?

Oy verip iktidar yaparken iyi ama eleştirince TU KAKA.

Oldu mu yani?

Bırak eleştirilsin.

Yapılan yanlışlıklar varsa bulunsun.

Senin-benim hakkım başkalarına peşkeş çekiliyorsa ortaya çıksın.

Bu durumdan normal bir insan neden rahatsız olur?

Ha, Sen mideni kaptırmışsan, elini kolunu birileri bağlamışsa, adamın payandasıysan, daha önce boş gezerken şimdi 3-5 bin lira maaş alıyorsan sana sözüm yok.

Sen zaten normal vatandaş sınıfından çıkmışsın.

Anormalsin çünkü.

Senin bütün ikbalin o adamın elinde.

Varlık sebebin o.

O yoksa sen yoksun.

Sana bedavadan atış serbest…

Serbest ama nereye kadar?

O adam o koltuktan inene kadar.

İşte, aslında sen o adamın o koltuktan indirilme sebebisin.

O sana yaranmak için yanlış yapıyor.

Sen pof pofladığın için havalarda.

Sen onu yağından sütünden istifade ettiğin için savunuyorsun.

Yoksa normal bir insan partisinin hayat nizamına aykırı işler ve eylemler yapan, kul hakkında gözü olanları savunamaz ve onu bu aşağılık işleri sebebiyle eleştirenleri de eleştirmez.

Senin umurunda olmasa da, sana bir zararı olmasa da, senin yüzünden; O adam o koltuktan inerken partin bir belediye başkanlığını kaybediyor demektir.

 “Bizim evimizde arka odalarımız olmayacak, hepsini salona katacağız” iddiasında olanların üst terasta ne haltlar karıştırdığını bilmek ve öğrenmek hürriyeti her Türk vatandaşının hakkıdır.

Bu hakkı üç-beş dangalak yüzünden normal vatandaşlarımızın elinden kimse alamaz.

Yaptığın her hayâsızca yorum, edepsizce her söylediğin söz ve maksatlı eleştirilerin aslında nedir biliyor musun?

Sen, güzelim Türkiye’ mizi siyasi parti mezarlığına çeviren ve her dönemin adamı olan anormal bir vatandaşsın.

Bizim tüm yazdıklarımız normal vatandaşlarımızın fikri olgunluğu için, partisine sahip çıkması için, yanlışlarına dur demesi için.

Merak etme… Sözümüz sana değil… Sen işine devam et… Ye, iç, yat, keyif çat… Sakın üstüne alınma.

Kalın sağlıcakla.

Unutma ki, ağzında bal olan arının, kuyruğunda da iğnesi vardır.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.