banner440

google.com, pub-6607037292168000, DIRECT, f08c47fec0942fa0
BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

Bize düşen; Sağ ve aklımız başımızda iken tüm haklarımızı tüm insanlara helal etmektir.

Allah c.c Hazretleri EL- ADL ismi Şerifi (Çok adil olan, asla zulmetmeyen, hak ile hükmeden, Adalet sahibi) gereğince kimin kimde ne hakkı varsa zaten onu alacak ve Adaleti ile hükmedecektir.

Geçmişte yaşadığımız birçok olay sebebiyle kin, nefret, isyan, şirk, buğuz ve hatta küfür derecesine varan öfke patlamalarımız nedeniyle birçok insana karşı Allah c.c Hazretlerinin hiç hoşuna gitmeyecek davranışlarda bulunmuşuzdur.

Bu tür hatalarımız bizde şeytana davet çıkaran eylemlere dönüştüğünden ve şeytan da vazifesi gereği bu fırsatı ganimet bildiğinden bedenimizi işgal etmiş, bizi daha da azgınlaştırmak için elinden geleni ardına koymamıştır.

Şeytan şeytanlığını her zaman yapmıştır, yapmaya devam etmektedir.

Son birkaç aydır ülke sorunlarıyla (Özellikle Referandum hususunda) gayet suskun bir şekilde kalarak gerek sosyal paylaşım sitelerindeki arkadaşlarım, gerekse yakınımda veya uzağımda olan hemen hemen tüm tanıdıklarımı takip etmekteyim.

Söylemlerine, ifade ve anlatım diline bakarak kimin ne ile imtihan edildiğini analiz etmeye gayret ediyorum.

Ülkemizi bölmek, insanlarımızı birbirine düşman etmek için olanca gücüyle gayret eden zaten şeytanın esiri olmuş yabancı güçlerin söylemleri, ülkemize uyguladığı yaptırımlar ile içerde önce dost görünüp sonra esiri olduklarına itaat ederek aynı tastan çorba içenlerin durumu arasında bir fark var mı diye de düşünüp duruyorum.

Vardığım sonucu açıklayarak kimseyi zan altında tutmayacağım elbette.
Kendi günahının yettiği birisi olarak kişiler üzerinden açıklamalar yaparak başkasının günahını da üslenmek gibi bir niyetim de yok.

Ancak konuşulması gereken yerde susmanın da ne olduğunu iyi bilen birisi olarak ki; Önce Allah c.c Hazretleri sonra Ak Parti’ de görev yaptığım süre içerisinde bu tavrımı çok çok iyi bilen kardeşlerim de şahittir, gördüğüm ve şahit olduğum hiçbir haksızlık karşısında susmadım, susmaya da hiç niyetim yok.

Bugün tek adamlık, yasama, yürütme, yargı vb. konular üzerinden yürütülen anti propaganda sebebiyle birçok insanın kafası karışmış, melekelerini dışardan ağır ağır enjekte edilen kara propaganda sebebiyle tam işletemez hale gelmişlerdir. 

Bir taraftan PKK denilen terör örgütü ve dış güçlerle hemen hemen aynı dili kullananlar, diğer taraftan ise lider muhalifliği sebebiyle her şeye vehim ile bakanlar iktidar sevdası adına bir olmaza doğru yelken açmış halde görünüyorlar.

Kime sorsanız haklılar.

Ak Parti canibinde ise geçmişte teşkilatlarda görev yapmış bazı şahsiyetler bile bu ağır propaganda altında ezilmiş, şu veya bu sebeple uğradıkları haksızlık sebebiyle bugünün hassasiyetinin ayrışımını yapamaz hale gelmişlerdir.

18. maddenin bir veya iki tanesinden dem vurup diğer maddeler hakkında hiçbir kanaati olmayan bu kardeşlerimizin yüksek sorumluluk bilinciyle hareket ederek maddeler üzerinde kafa yormaları, okumaları, analiz etmeleri ve hatta tartışma platformları oluşturmaları gerekirdi.

Mevcut teşkilatların ise tüm maddeler hakkında akla yatkın, pratik ve anlaşılır bir dille bir eğitim programı düzenlemesi ve eskiden olduğu gibi “kıyas tabloları” ile teşkilatlar üzerinden vatandaşa bu bilgileri ulaştırmaları gerekirdi.

Ak Parti açısından bu süreç iyi yürütülememiş, yine tüm yük Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın omuzlarına yüklenmiştir.

Bugün itibariyle bıçak sırtı görünen Anayasa Değişikliği Referandumu süreci sadece mitinglerle, kalabalıklara verilen mesajlarla yürütülemez haldedir.

“Yüzde 51 olsun, bizim olsun” veya “Reis gereğini yapıyor” diyerek ısıttığı koltuğundan veya yatağından kalkmayanlar, vatandaşa paketin haklı gerekçelerini anlatamayanlar, kendini geliştirmek için hiçbir atılım yapmayanlar yarın “Bu yüzde 51’ in siz neresindeydiniz?” sorusuna muhatap olduklarında

“Efendim, biz şöyle çalıştık, böyle gayret ettik” falan demesin.

Kimin ne yaptığını hepimiz görüyoruz.

Siyaseti bırakalı ve Ak Parti’ den türlü tezgâhlarla ihraç edilmek istenen lakin o şahsiyetlere o imkânı vermeden istifa eden birisi olarak teşkilat içinde görev yapan sevdiğim kardeşlerim “Ya, bizimkiler uyuyor, şunları bari siz dürtün başkan” diyorsa burada önemli bir sorun var demektir.

Bence o önemli sorunun en büyüğü ise; bu sözleri söyleme cesaretini teşkilatların kendinde görememesidir.

Kimlerden veya kimden çekindiği hiç önemli değildir.

Sözünün dinlenmediğini bilmektir vahim olan.

Evet, bu günlerde geçecek.

Yarın belki de kazanılmış bir referandumdan sonra herkes bayraklarıyla birlikte il-ilçe binalarına giderek sevinç çığlıkları atacak, havai fişeklerle kutlamalar yapılacak.

Ancak daha bir esnafı bile ziyaret etmemiş, referandumla alakalı destek istememiş, maddelerin haklı gerekçelerini bırak anlatmayı kendi bile bi haber olan ve adının önünde bilmem nerenin belediye başkanı olan zevatları o sallayacakları bayrak, atacakları havai fişekler bakalım nerelere taşıyacak.

İlçenin başkanı olmak, belediye başkanı olmak yüksek sorumluluk gerektirir.

Bunu yerine getiremeyen bazı Bld. Başkanlarına da şaşırmıyorum doğrusu.

Kendi seçiminde Milletvekili programını bırakıp MHP’ li işadamının yanına gidip seçim toto oynayandan ne beklersin ki?

Eeee, onu tekrar başımıza kimler musallat ettiyse beraberce havai fişek patlatsınlar.

Hiç umurumda değil… 

Yanlış anlaşılmasın umurumda olmayan Referandum değil, işte bu tipler umurumda değil.

Sizde bunlara takılmayın…

Dedim ya, istila olmuş bir vücut var ise yapacak bir şey vardır; Onun için bol bol dua etmek.

Ben bol bol dua ediyorum.

Sizlerde hem kendi efradınıza hem de tüm Ümmet-i Muhammed’e (s.a.v) bol bol dua edin.

İğne deliğinden geçiyoruz…

Gayret ve Saffet gerekir…

Allah c.c Hazretleri Vatanımız, Milletimiz ve tüm Ümmet-i Muhammed (s.a.v) hakkında her şeyin en hayırlısını nasip eylesin.

Kalın sağlıcakla.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.