banner440

google.com, pub-6607037292168000, DIRECT, f08c47fec0942fa0
BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

Hükümet icraatlarının İl, ilçe ve Belde gibi yerlere ulaşıp ulaşmadığını, yerel kamu yöneticilerinin vatandaşa karşı tutum ve davranışlarını, hükümet icraatlarının ulaşmaması için direnç gösterenlerin belirlenmesi gibi daha birçok konuyu takip etmek ve düzeltilmesi gereken hususları bir üst makama ulaştırmak gibi önemli görevleriniz vardır.

Kurumlarla iyi diyaloglar oluşturmak, sorunlarının çözümüne katkıda bulunmaklazımdır.

Yani aslında Sivil Toplum Denetim görevi de diyebiliriz buna.

Kimse bunun adını tahakküm oluşturmak diye absürt cümlelerle tanımlamasın.

İster CHP ister MHP istersen bilmem ne partisinden ol; İktidar partisinde üst düzey yöneticiysen bunları mutlaka yapacaksın.

Zamanını vatandaşın memnuniyeti için harcayacaksın.

Gece-gündüz demeden milletin derdiyle dertleneceksin.

Peki, bunu yapan kaç tane adam kaldı, diye sorarsak ne cevap alırız?

İşte orasını bilemiyorum.

Kaç kişi yetki ve sorumluluklarını kendi menfaatine kullanıyor, ne haltlar işliyor, orasını bir Allah bilir birde o haltı işleyenler.

Ama bildiğim bir şey var; O’ da iktidar partisinin takip edebildiğim İlçe Başkanlarında “TIK” yok.

Ne ilçe teşkilatlarını aktif çalıştırabiliyorlar ne de grup başkanı oldukları meclis üyelerini gereğince sevk ve idare edebiliyorlar.

Belediye başkanlarının tahakkümü altında icra ettikleri başkanlık sıfatlarını hak ile yeksan etmiş durumdalar.

Hele bazılarını hiç takan yok.

İlçe Başkanıymış, ilçe yöneticisiymiş… Tınlayan yok.

Hoş kimsenin bu kişilerin önünde el pençe durma halleri yok ama en azından Hükümetin yerel temsilcisi olarak iktidarının itibarını korumak maksadıyla olsa da bir ağırlığının olması senden beklenir.

En azından bir kurumu ziyaret ettiğinde önceden dersine çalışmış bir yönetici olarak “Şu şu konularda vatandaş sıkıntılarını bize sıkça aksettiriyor, acaba bunun sebebi sizce nedir? Çözüm öneriniz varsa paylaşabilir miyiz?” gibi cümleler sarf ederek sorunlara vakıf olduğunuzu, o sorunların çözümü için de hem bölge Milletvekillerinden hem de Ankara ayağından katkı sağlama gayretinde bulunacağınızı hissettirirsin.

Mesela daha önce temizlikten pırıl pırıl olan, mis gibi kokan bir Hastaneyi şimdilerde mok götürüyorsa, banko görevlisi vatandaş karşısında sakız patlatıyorsa bu oradaki üst düzey yöneticinin görevini tam yapmadığı anlamına gelir ve vatandaş memnuniyeti azaldığından bu sorunların mutlaka çözülmesi gereklidir.

Bu tür sorunların çözülmemesi demek siyasi olarak bakıldığında ve oylara tebdil ettiğinde geri dönüşümü olumsuzluk ve oy kaybıdır.

O halde ne yapmanız gerekir?

Tutup yöneticiyi zigaya çekecek haliniz yok…

Zaten böyle bir yetkiniz de yok lakin bu olumsuzluğun çözülmesi için adım atması gerekenlere bu durumu bildirmeniz, vatandaşın memnuniyetinin artmasını sağlayacak adımlar atmanız sizin görevinizdir.

Bir kurumda el altından işler yürütülüyorsa ve siz bunu biliyorsanız yetkilileri harekete geçirmeniz lazımdır.

Bir okulda öğrenciler hijyen mağduruysa ve siz yine bunu biliyorsanız o tuvaletlerin neden yapılmadığını araştıracaksınız, çözümü için katkı sağlayacaksınız.

Bu kadar detay nedir kardeşim, bir ilçe başkanı bunlarla mı uğraşır falan demeyin…

“Öküzün çektiğini kayışlık bilir” demiş atalarımız.

Vatandaşın Devlet Kurumlarında yöneticilerle muhatap olması biraz zordur.

Onlar iktidarın temsilcisi kimse ona gelir derdini anlatır.

Eğer siz bu dertlere kayıtsız kalırsanız, sadece liderinizin rüzgârından istifade ederek başarı sağlayan, elde edilen başarılara katkı sağlayamayan piyon adam olarak sadece rolünü oynayan adam olursunuz ki bu da sizi güvenilmeyen, vasıfsız adam seviyesine çeker.

Sadece rutinlerle ilgilenir, vatandaşı dışlarsınız.

Ha bir de bunun tam tersini yaparak “adam gibi adam” dedirtirsiniz ki bu da bazen başınıza bela da olabilir.

Mesela bir kurumda el altından işler yürütülüyorsa ve siz bunu açığı çıkartıp bir üst makamınıza ulaştırdığınızda duvara toslayabilirsiniz!

Az bir şey araştırdığınızda aynı kaba mıçan adamlar güruhuyla, aynı cemaate bağlı insanlar topluluğu ile karşı karşıya kaldığınızı görebilirsiniz.

Ve hatta işi bitirenleri delilleri ile birlikte üst makamınıza götürdüğünüzde o üst makamın sizi ve usulsüzlüğü ortaya çıkaran kurum görevlilerini arkanızdan işi bitirene jurnalladığını hayretle görebilirsiniz.

Belediye Başkanının yediği haltlar varsa o üst makamın sizin raporlarınızı sümen altı yaptığını, arkadan o başkan müsveddesiyle mangır-tangır işlerinin olduğunu yine az bir şey araştırdığınızda hayret ve şaşkınlıkla anlayabilirsiniz.

Tabii tüm bu olumsuzluklara rağmen adam olan yılmadan-usanmadan asli görevini yerine getirmek için sonuna kadar mücadelesini verir ve en azından sevmeyenleri haricindeki kişiler tarafından “Keşke şöyle yapmasaydık” dedirterek bir ömür boyu iz bırakacak sağlam karakterli adam vasfını sürdürür.

Dedim ya siyasette üst yönetici olmak zordur.

Bir anda silinebilirsiniz birilerinin defterinden…

Ancak defterini dürdükleriniz sizin şerefiniz olacağından silindiğiniz defter umurunuzda olmaz.

Bir silene bakarsınız, bir de sildirene…

Piyon olmadan adam gibi yaşayanlara, işini iş gibi yapanlara selam olsun.

Bilmem anlatabildim mi?

Kalın sağlıcakla.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.