banner440

google.com, pub-6607037292168000, DIRECT, f08c47fec0942fa0
BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

Dolayısıyla da tüm partilerde nabızlar hızla atmaya başladı.

Teşkilatlar üzerine düşen görevi yaptı, şimdi görev sırası genel merkezlerde.

Önümüzdeki ay büyük ihtimalle tüm partilerde adaylar açıklanır.

İzmit’te Sefa Sirmen farkını, fark atarak gösterdi.

Demokrasinin en güzel örneğini verdikten sonra genel merkezden tırpan yenmezse İzmit’i siler süpürür gibi görünüyor.

Ak Parti’ de kendi (Demokrasi) sınavını dün verdi ve teşkilatların eğilimlerini sonucunu açıklamadan çuvalların içine koyarak Ankara’ ya götürdü.

Neyse, bakalım sonu ne olacak?

Tabii adayları belirlemekle iş bitmeyecek.

Meclis üyelikleri sıkıntısı sırada şimdi.

Bu memlekette siyasetin bu kadar pahalılaştığı bir dönemde meclis üyesi olmaya niyet etmek her babayiğidin harcı değildir.

Hele Ak Parti’ de.

Ak Parti’nin meclis üyeliğine başvuranlar bankaya 750 TL, partiye de 3 bin TL bağış yatırıyorlar.

Oraya-buraya derken adam başı 10 bin TL’ yi gözden çıkarmaları gerekir.

Eğer seçilirlerse oturum başına "Huzur hakkı" olarak yaklaşık 40-50 TL arasında ücret alırlar.

60 ay görev yaparlar ve toplamda 3 bin TL ellerine geçer.

Eğer Encümen ve Komisyonlarda görev yaparlarsa bunu 2-3 ile çarpsanız dahi ellerine geçecek miktar yılda 3-4 bin TL’ yi bulmaz.

Yani pek fazla getirisi olduğu söylenemez.

Harcanan mesai, vatandaşla karşı karşıya gelmek, işlerini göremediğin kişilerle tartışmak, bazen restleşmek de işin cabası.

Aslolan elde edilen gelir değildir anlayacağınız.

Ha eğer Belediye Başkanı hiçbir şeye kafan basmadığı, tın tın olduğun halde sana güzel bi kıyak yapıp Başkan Yardımcısı yaparsa eğer; her ay koyarsın cebine 3-5 bin TL’ yi, yan taraftan da bir iki yönetim kurulluğuyla birlikte olursun dört köşe.

Var öyle tanıdığım tipler.

Düğünlerde başkan adına takı takmaktan başka bi halta yaramayıp kendini pazarlamayı iyi bilenler.

Onların işi kıyak… Kıyak ama bir gariban yanına gitse başlar salya sümük ağlamaya.

Birinin sorunu çözmek için, telefonun tuşuna basmamak için bile kırk dereden kırk su getirir.

Büyükşehir meclis üyeliği, Derince Meclis üyeliği, Başkan Yardımcılığı, Bilmem ne suyu Yönetim Kurulluğuyla birlikte her yıl en az 70-80 bin TL ceptedir.

Neyse… Sabredelim… Çıkar bi yerden elbet.

Şimdi bu tipler yeniden meclis üyesi olmak için yırtıyorlar bir yerlerini ama erkekliğe de mok sürmüyorlar.

Birisi arkadaşlarıyla istişare edecekmiş, diğeri bilmem ne yapacakmış…

Ulan bal gibi parende atıyorsunuz işte, ne sağa sola kıvırtıp duruyorsunuz?

Bekledikleri kişi aday gösterilmezse nerelerine tekme vurulacağını bildiklerinden yalpalıyorlar tabii!

Gerçi IŞIK tutanları olur bunların…

Organize işler yani!

Sıralamada ne olur derseniz; Haydar seçilirse geçmiş olsun.

Kemal seçilirse; O, amcaları ne derse gıkını çıkarmaz.

Halit Yiğit veya Necdet Deniz seçilirse; Onlar gereğini muhakkak yapar.

Buralara neden geldik derseniz; Bir yazımda meclis üyeliklerinin ne kadar önemli olduğunu üstüne basa basa vurgulamıştım.

“Lütfen bu seçimlerde sadece başkan adayına değil, meclis üyelerine de dikkat edelim” diye.

Vatandaş olarak epey tecrübe edindik.

Kim ne derse desin; Başkanı çalıştıran da, şımartanda, yemesine içmesine mani olanda meclistir arkadaş.

İstediği zaman kilitler, çalışamaz hale getirir.

Bu korkuyla hareket edecek başkanın hata yapması çok zordur.

Bu sebeple şahsen ben başkandan çok meclis yapısına bakacağım bu seçimlerde.

Hele hele başkanın yanlışlarına itiraz edince disiplinlere verilen meclis üyelerini gördükten sonra daha da dikkatli olacağım.

Özü-sözü bir, adam gibi adamlar lazım buralara.

Korkup, tırsıp, ekmeğim kesilir diye emme basma tulumba görevini ifa edenlere yok artık prim.

Tam 5 ay kaldı.

Bu süre az değil.

Varın dikkatlerinizi meclis üyeliği için başvuranlara çevirin.

Bakın bakalım; Başkanı çalıştıracak, gerektiğinde engelleyecek, millet adına dik duracak kaç kişi müracaat ediyor.

Kalın sağlıcakla…

İçimdeki Not: “Yol medeniyettir, yol için gerekirse camii de yıkarım” derken camilerimizin medeniyetin önünde engel olabileceğini hiç düşünmemiştim bu güne kadar.

Camiiler medeniyetin beşiğidir üstat.

Yolun önünde engel değil aksine her yolun başıdır.

İlimdir, irfandır, kulluk makamıdır.

Bir yol için nelerin feda edilebileceğini vurgulamak için kullanılacak en son cümledir bu.
Beyhude mücadele etmişiz yıkılan camii için laf yetiştirmeye rakiplerimize.

Meğer feda edebileceklerimiz arasındaymış camilerimiz de biz bilememişiz, inanmamışız.

Adamlarla boşuna sertleşmişiz.

Oysa edilebilirmiş feda, hem de bir yol için… Nereye varacağı belli olmayan.

Yazık, hem ne yazık!

Bu sözü Bahçeli veya Kılıçdaroğlu söyleseydi burnundan getirirdik ama bakıyorum şimdi kimsede tık yok.

Buna da yazık, hem de çok yazık.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.