banner440

google.com, pub-6607037292168000, DIRECT, f08c47fec0942fa0
BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

28.05.2013 tarihinde yayınlanan köşe yazıma her nedense bu Pazartesi günü cevap verebildi.

Yani 62 gün sonra.

Köşe yazımızın konusu, Nihat Ergün’ ün İl Danışma Meclisinde yaptığı tarihi konuşmaydı.

İsterseniz Ergün’ ün konuşmasını bir hatırlayalım sonra da Civelek’ in müthiş cevap performansına geçelim.

Ergün şöyle demişti; Teşkilatlarda bazı yanlışlıklara müdahale etmemiz bekleniyor. Ama benim müdahalem herkesin hoşuna gitmeyebilir. Birde bu teşkilatın derinliklerinde yara açabilir. Müdahalecilik iyi bir şey değil, ben müdahale etsem nerden bilelim benim müdahalemin iyi sonuçlar doğuracağını, işte biz bunu da hesap etmek zorundayız.

İşte böyle söylemişti Nihat Ergün ve bende bu konuşmanın satır aralarındaki şifrelerini temel aldığım uzunca bir köşe yazısı yazmıştım. İsteyen tekrar okuyabilir.

Şimdi gelelim Civelek’ in kendisine uzanan mikrofondan gelen sürpriz soruya verdiği cevaba.

Aynen şöyle diyor; (Bakan beyi kastederek) seçimlerin geldiğini ve kendisiyle daha fazla görüşmemiz gerektiğini ve teşkilat konusunda kendisine bilgi vermek isteyince dedi ki; Teşkilatın başkanı sensin, bizim teşkilatın işine karışmamız ne bakan olarak ne milletvekili olarak çok doğru olmaz çünkü bizim sahamız ayrıdır senin ki ayrıdır. Dolayısıyla o konuşma onun sonrasında olmuş konuşmadır( Ne demekse) Sayın Bakan orda onu işaret etmek istemiştir(Buda ne demekse) Ama şehrimizde kendini köşe yazarı zanneden bazı eeeeee ben böyle cevap verince adamda kendisini kıymetli sayar. Ben cevap vermiyim. O yazılan çizilenle o cümlenin uzaktan yakından alakası yoktur. Buradan onlara ekmek çıkmaz…ekmek çıkmaz.

Yukarıda okumuş olduğunuz konuşma metni bir İl Başkanı tarafından hem de iktidar partisinin Uçak Mühendisi (!) olan il başkanı tarafından dile getirilmiştir. Herhangi bir dublör kullanılmamıştır ve asla şaka falan değildir.

Allah’ım, sen bu mübarek günlerin yüzü suyu hürmetine Ümmet-i Muhammed’ e merhamet eyle. Yetişmiş cahillerin şerrinden bizleri azat eyle. Âmin.

Şimdi ihlas ile ÂMİN dedikten sonra gelelim ağızlarımızın suyu aka aka izlediğimiz ve konuşma metninden de bir türlü ne demek istediğini anlayamadığımız müthiş konuşmanın kripto çalışmasına.

Acaba şöyle mi demek istemiş Civelek; Biz Bakan beyle pek bir araya gelemiyoruz. Seçimlerde yaklaştığı için bize biraz zaman ayırmasını istedim ve hazır kendisini bulmuşken teşkilattan biraz anlatayım dedim ama o bana; bak kardeşim, bizim teşkilata karışmamız çok doğru olmaz çünkü bizim sahamız ayrı senin sahan ayrı diyerek beni tersledi. Terslemesi de kesmedi birde çıktı kürsüye baştan aşağı bizi bir güzel benzetti.
Oysa ben kendisine teşkilatlarda bazı yanlışlıklar var dedim ama o umursamadı.
Ne olur müdahale et, zordayım dedim ama o “bak edersem hoşuna gitmez” dedi.
Olsun bir dene, belki hoşuma gider dedim ama o yine “Bak derinliklerde yara açarım” diyerek beni korkuttu.

En sonunda da “Müdahalecilik iyi bir şey değil, iyi sonuçlar doğmayabilir, bunu hesap etmek zorundayız” dedi ve bütün hayallerimi gömdü.

Evet, bu konuşmadan bunun dışında bir şey anlayan varsa buyursun.

En sonu daha da komik; Ama şehrimizde kendini köşe yazarı zanneden bazı eeeeee ben böyle cevap verince adamda kendisini kıymetli sayar. Ben cevap vermiyim. O yazılan çizilenle o cümlenin uzaktan yakından alakası yoktur. Buradan onlara ekmek çıkmaz… Ekmek çıkmaz.

Allah aşkına, o yazılan çizilen dediğin ne?

Uzaktan yakından alakası olmayan ne?

Kendini köşe yazarı zanneden kim?

Kendini kıymetli sanacak kim?

Çıkmayan ekmek ne?

Eğer derdin ekmek vermemekse bundan daha iyi ekmek çıkar mı adama?

Baştan aşağı “şecaat arz edeyim derken sirkatin söylemek”.

Bakan beyin zılgıtını düzelteyim derken yüzüne gözüne bulaştırma.

Aklı sıra birde benim ismimi verirse değerim artar diye de endişe edip ve bir inceden dürtme.

Kendini köşe yazarı zannedermiş… Kendini kıymetli sanarmış…

İşte koskoca Ak Parti İl Başkanlığı böyle ellere emanet.

Çocukça, komik, ezikçe bir açıklama.

Bu köşe var mı kardeşim? Var…

Sende okuyor musun? Okuyorsun…

E o zaman ben ne oluyorum? Köşeyi yazan…

Bak bir daha anlatayım!

Benim işim köşe yazarlığı mı? Değil…

Ama yazıyor muyum? Yazıyorsun…

Şimdi sende okuyor musun? Kesinlikle okuyorsun…

O zaman ben ne oluyorum? Sus cevap verme… Kendimi köşe yazarı zannederim sonra...!

Devam edelim sorularımıza…

Sen İl Başkanı mısın? Evet…

Sahte üyeliklerle Türkiye’ ye rezil oldun mu? Oldun…

Meclis üyelerine söz geçirebildin mi? Hayır…

Belediye Başkanları seni takıyor mu? Hayır…

Milleti disipline verme rekoru sende mi? Sende…

İl Gençlik Kolların istifa şampiyonu mu? Elbet…

Hastane yönetimlerine akrabanı doldurdun mu? Ohhooooo…

Teşkilatları darmadağın ettin mi? Ettin…

Bakandan imdat dilendin mi? Evet…

Fırçayı yedin mi? Hem de nasıl…

E ben sana ne diyeyim artık?

İşin bitik, karizman çizik…

Bizde bir laf vardır; Yaralı kuşa taş atılmaz.

Sen işine bak…

Kimseye bulaşma…

Eleştiriye tahammüllü ol…

Fırça yedin mi kendi özüne dön bak…

Hem ne olmuş ki?

Altı üstü bir fırça…

Bir de güle güle mesajı.

Bu kadar AH’ın bedeli de bu olsun…

Kalın sağlıcakla…

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.