banner440

google.com, pub-6607037292168000, DIRECT, f08c47fec0942fa0
BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

Gerçi ne Umreye gidecek, ne Afrika’ ya ne de Macaristan’ a gidecek paramız yok.

Ne yapalım, bizde İzmit’e kaçarız.

Ya da İstanbul’ a.

Oralarda da kafa dinlenmez ya bu günlerde, olsun!

Bir iki ses duyarız, gazlı hava soluruz falan…

Maksat stres atmak değil mi?

Hazır söz açılmışken, şu gezilerden dem vuralım biraz.

Ben aile reisi olarak ailemde biri hastayken veya evde sıkıntı varken hiç kapıyı çarpıp komşuya gitmedim, ya da ne bileyim, dostlarımdan birisinin başı dertteyken şuradan kaçayım da kurtulayım demedim.

Memleket yangın yeri ama itfaiyeciler firarda.

Allah mübarek etsin, Umre Müslümanlara aşk verir, şevk verir ama gemi batarken kaptan dümende olur benim bildiğim.

İngiltere başbakanı ülkesinde 1 kişiyi katlettiler diye ziyaretleri hemen kesti ve ülkesine döndü.

Bu önemlidir.

Vatandaşının yanında olmak yerinde ve beklenen davranıştır.

Millet olarak kardeşlik duygusu bizi ayakta tutan mihenk taşımız ve bu duyguyu en iyi işleyen sarraflarımız belli artık.

Bu süreci ülkesinde kalarak ve çok doğru mesajlar vererek en mükemmel şekilde yöneten kişi Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül olmuştur.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de mesajları çok yerinde ve üst baremdendi.
Devlet adamı olmak böyle bir şey.

İl bazında değerlendirdiğimizde ise; Bu sürecin sıkıntılarını en derinden yaşayanların en başındaydı Ak Parti teşkilatları.

Onların il binalarına yürüdüler, ilçe binalarını ateşe verdiler.

Peki, bu ilde bu teşkilatların başkanı kimdir?

Mahmut Civelek.

Nerededir?

Hiç gitmediği bir yerde! Umrede.

Büyükşehir Belediye Başkanımıza ne denli saygı duyduğumu ve sevdiğimi herkes bilir ancak o da kendisine yakışanı yapmamıştır.

Tüm geziler iptal edilmeliydi.

Ak Parti tüm teşkilatlarıyla, belediye başkanlarıyla birlikte bu yangın yerinde bulunmalıydı.

Biz buradayız ve tek vücut halinde teşkilatlarımızın başındayız mesajı verilmeliydi.

Birçok dostum, arkadaşım ilimizdeki bu dağınıklıktan ve kaçıştan çok derinden etkilenmiş olacak ki “Biz yalnız bırakıldık başkan, böyle olmamalıydı” sitemlerini bana ifade ettiler.

Yapacak bir şey ok dostlar…

Malzeme bu…

Anlattık ama anlamadınız, tepkinizi koymadınız, razı oldunuz, boyun eğdiniz, bir kenarında kalmayı lütuf olarak gördünüz.

Olaya bakar mısınız?

Uzunoğlu ve birlikte basın açıklaması yapan ekibine bakar mısınız?

İnsanlar “Takım burada da teknik direktör nerede demekte” haklılar.

Ak Parti üst yönetimleri bu süreçte birlik ve beraberlik imtihanından sınıfta kaldılar.

Demek ki bunlar bizim görev yaptığımız süreçteki git gelleri yaşasalardı alayı pert olurdu.
Çil yavrusu gibi dağılırlardı.

Kaçacak delik ararlardı.

Neyse bizi ilgilendiren fazla bir şey olmadığından bu kadarla kifayet edelim.

Herkes neyin ne olduğunu anladı.

Diğer partilerde durum nedir? Biraz ona bakalım.

Geçen gün Haydar Akar beyi konuk aldık programımıza.

Genelle alakalı anlattıklarını şaşkınlıkla izledim ama yerelle ilgili söyledikleri de bir o kadar ilgi çekiciydi.

Bilgi Bankası gibi… Elde epey doküman var.

Hazırlar ve iyi çalışıyorlar ancak Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylık sürecinde biraz zorlanacaklar gibi geldi bana.

İlçelerde iddialarının olduğu yerler belli ve her ilçe için proje ekibi kurmuşlar.

Seçmene ulaştıklarında ellerinde seçmenleri ikna edecek hazırlıkları var.

MHP ise genelde oylarını arttırdığı gibi yerelde de seçmenin aynı desteği vereceğine güveniyor ancak biraz daha topa girmeleri gerekiyor.

İl Başkanları Aydın Ünlü çok gayretli ve hedefine kilitlenmiş durumda ayrıca verdiği ev ödevlerini ilçe teşkilatları harfiyen uygularsa en az 3-4 ilçede olmaz gibi görünenleri başaracak güçteler.

Asıl önemli olan; Kenarda duranları hızla toparlamaları, geçmişte netice almış ve rüştünü ispat etmiş şahsiyetlerle masa çevirmeleri gerekiyor.

Bu konu çok ciddi çünkü ellerinde atıl duran müthiş potansiyelleri var. İstifade etmemek yanlış olur.

Örneğin; Seçim kıyaslarını değerlendiğimizde sadece Derince’ de 2004 yılındaki yerel seçimlerde seçmen sayısı 73 bin ve aldıkları oy sayısı 9357.

2009 seçimlerinde ise seçmen sayısı 93 bin olmasına rağmen aldıkları oy sayısı sadece 6872 ve bu iki seçim arasındaki yüzde farkı tam yarı yarıya.

Dikkat edildiğinde; 2004 yılındaki aday profili ve ekip performansı ile 2009 yılındaki aday ve ekip performansı arasında müthiş bir fark var.

Bu şu demek; 2014 yılında yapılacak seçimlerde 2004 yılındaki aday profili ve ekip performansı yakalanırsa Derince’ de bu seçimler alınamayacak seçimler değildir.
Yeter ki çok adaylı ve sürtüşmeli bir aday adaylığı süreci yaşanmasın, seçici davranılarak ve tüm veriler iyice değerlendirilerek doğru aday hemen açıklansın ve hem ilçe teşkilatı hem de adayın ekip arkadaşları kaynaştırılarak hızla sahaya inilsin.

MHP 93 bin seçmenin oy kullandığı 2011 Genel Seçimlerinde dahi 10.537 aldı Derince’ de.

2004 yılında 73 bin seçmen varken alınan oy ise 9357 olduğuna göre MHP’nin burada seçim verilerini çok çok iyi analiz etmesi ve dağılmış olan Ak Parti seçmeninin içine dalarak burada seçimi alması gerekiyor demektir.

Zor mu?

Kolay değil.

İmkânsız mı?

Zor olabilir ama imkânsız değildir.

Sadece Derince’ den dem vurduğumuzda önümüzdeki tablo bu olduğuna göre varın siz daha güçlü olduğu ilçelerde MHP’nin neler yapabileceğini düşünün.

Diyorum ya; Bu seçimler Türkiye’nin siyasi tarihine damgasını vuracak seçimlerdir.

Rüzgârın nerden estiği artık önemli değil.

Esen rüzgâra karşı yelkenlerini en iyi dolduran Kaptan ve tayfalar işi bitirir.

Kaptan çok önemli!

Bu günlerde ufak bir rüzgârda gemisini terk eden kaptanlar piyasadayken…

Bu yarışın kazananı da kaybedeni de bellidir zaten.

Kalın sağlıcakla.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.