Teröristsiz yol yürüyemiyorlar

Siyaset, 08 Ocak 2025 18:58

İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, partisinin TBMM grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalar yaptı.

Teröristsiz yol yürüyemiyorlar

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin TBMM grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Dervişoğlu, Bahçeli'nin açıklamalarıyla başlayan İmralı görüşmelerine ilişkin "Bir arada olmayacağız, müzakere etmeyeceğiz" mesajı verdi.

Dervişoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

“ORTAKLAR DEĞİŞSE DE HEDEF HEP AYNI”

Zor zamanlardan geçiyoruz. Bütün bir 2024 yılını acı tecrübelerle geçirdik. İktidar vatandaşa karşı hiçbir vaadini yerine getirmediği gibi ne yasal ne anayasal ne insani ne de vicdani hiçbir vazifesini de umursamadı. 85 milyondan esirgenen umut hakkının 22 Ekim’de terörist başına verilmesiyle hep birlikte tecrübe ettik. Bugün yaşadıklarımız ne yenidir ne de bir paradigmadır, 22 yıl önce Uluslararası lobiler tarafından Erdoğan’a teslim edilen daimi görevin vadesi gelmiş aşamasıdır. Asıl görevin adı, 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni Büyük Ortadoğu Projesine hazırlamaktır.' Bunun için Türk Milletinin hem milli hem de bireysel kodlarını değiştirmektir. Bu yolda Cumhuriyet kurumlarını çökertmek, hukuki ve ekonomik yapıyı da buna uygun hale getirmektir. Ortaklar değişse de hedef hep aynıdır. Bu zehrin farklı tiplerini, geçmişte farklı zamanlarda zerk ettiler. Şimdi içine biraz yeni paradigma, biraz misak-ı milli, yettiği kadar Kürt sorunu, çözüm ve terörle mücadele laflarını koymaktadırlar. Bu projenin nihayete ermesi açısından, Erdoğan ve bağlı bulunduğu müstevliler tarafından her zaman, en önemli kaldıraçlardan biri olarak, adına ısrarla 'Kürt sorunu' dedikleri mevzu kullanıldı. Bir kural hiç değişmedi; hiç kimse Kürde, bir vatandaş ve fert olarak nasılsın, derdin nedir diye sormadı. Çünkü onlar için, herhangi bir vatandaşın sorunu ne kadar önemliyse, Kürdün sorunları da ancak o kadar önemliydi. Çünkü bu ülkede yaşayan herkes ancak bir aparat olarak kullanılabilirse, iktidarın takdirine mazhar olabilirdi. Kimse onlara, 'Karnın tok mu? Sırtın pek mi, işin gücün var mı?' diye sormadı. 'Çocuğun okula gidebiliyor mu? Sağlık hizmeti alabiliyor musun?' diye bakan olmadı. 'Gelecekten ne istiyorsun; ne bekliyorsun?' diye dinleyen de olmadı. Elbette sormazlardı dinlemezlerdi hatta görmezlerdi. Çünkü zaten kimseye sormuyorlar, kimseyi dinlemiyorlar, kimseyi görmüyorlar. Kimsenin hayat derdini çözmüyorlardı. Hayat derdini çözmedikleri, çözemedikleri ve asla da çözmeyecekleri için kimlik sorunlarını ve kimlik çözümlerini her gruba havuç diye gösteriyorlardı. Her grubun havucu ayrı, sopası ayrıydı. Sopayı tutan ellerse hep aynıydı. Şimdilerde birbirine uzanan, birbirini sahneye davet eden eller de işte o ellerdir. Gerçek sorunlarla ilgilenmezlerdi, çünkü sorunlarında ortaklaşabilen bir milletin, sorunlarını çözmek için de bir arada hareket edebileceği ihtimalini göze alamazlardı. Çünkü bilirlerdi ki, müşterek problemlere karşı oluşturulan ortak çözümler, müşterek bir kültür oluştururdu bundan hep korktular, hep kaçtılar.

Sağcı solcu dediler, Türkler ve Kürtler dediler, Aleviler ve Sünniler dediler, laikler ve dindarlar dediler, milleti de delirttiler. Bu iktidarın Cumhuriyet’imizin millet fikri ve ülküsüyle kavgası hiç bitmedi. Millet ve milliyet fikrinin içini boşaltmak, boşalttıkları yere de kendi gayrımilli projelerini yerleştirmek için uğraşıp durdular. 101 yıl önce bir mucizeyi birlikte gerçekleştirmiş Anadolu’nun sakinleri ve sahiplerii Türk milleti olarak bizler, Ortadoğu’da, Balkanlar’da ve Kafkaslar’da hangi zorluk yaşanırsa yaşansın, bu istikrarsızlık çöllerinin ortasında bir vaha gibi parlayan Türkiye Cumhuriyeti devletinin eşit ve hür yurttaşları olarak oy verdiğimiz partilerin değil, cebimizdeki nüfus cüzdanımızla edindiğimiz en büyük nimet olan Cumhuriyetin ve bu millete mensubu olmanın, eşit ve laik bir hukuk mantığıyla kurulmuş bir devlete sahip olmanın kıymetini hatırlayamadık.

Şimdi bunu kaybetmenin eşiğinde onu el birliğiyle uçurumdan atmaya çalışan gayrımilli bir iç cephe koalisyonunu durdurmaya çalışıyoruz. Bunu başarmaya Mecburuz. Çünkü bu vatan için gazi olanlara, şehit olanlara borçluyuz.

“TERÖRİSTSİZ YOL YÜRÜYEMİYORLAR”

22 yıldır görev edindikleri 'Büyük Ortadoğu Projesi' kapsamında giriştikleri şey bir ilk değildir. Ama anlaşılıyor ki nihai mahiyettedir. Her dönem mutlaka yanlarına kattıkları bir terör örgütü ve uzantısıyla denediler. Şimdi de yanlarına aldıkları yeni müstakbel terör örgütleriyle deniyorlar. Yanlarına ortak diye aldıkları zaten teröristti ya da bir süre sonra ortaklarını terörist ilan ettiler. Her zaman söylüyorum ya bunlar teröristsiz yol yürüyemiyorlar. İlk denemelerinde yine aynı bugün olduğu gibi, Bölücübaşından açıklamalar ve mektuplar bekliyorlardı. Ağustos 2009’da 'yol haritası açıklattılar', Terör örgütü silah bırakacaktı, bunun için ilk tiyatro gösterisi de Ekim 2009’da Habur rezaleti olarak yaşandı. Şimdilerde anlıyoruz ki, bugünün özenle seçilmiş İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da oranın, yani Şırnak’ın valisiydi.

O rezaleti yaşayacak aşamaya bir anda varılmadı. Ergenekon ve benzeri kumpas davalarıyla Türk Silahlı Kuvvetleri zaafa uğratıldığı ve tasfiye edilmek istendiği için varıldı. Yıkım projesinin mimarı iktidar ve onun taşeronu FETÖ’nün çabalarıyla varıldı. Bizlere demokratikleşmeden dem vuruyorlardı. Güya, demokratikleşecektik, AB üyesi olacaktık. Bu yüzden de Cumhuriyet parantezi kapatılmalıydı. Onlara göre, Sevr bir paranoyaydı, milliyetçilikler ayaklar altına alınmalıydı, devlete ve topluma silah sıkanlar da artık barış havarisiydi. Ulus devlet lüzumsuz, üniter yapı çağdışıydı. Küresel dünyada bu tür şeylere gerek yok diyorlardı. Bunun için de 'açılım' yapılması gerekiyordu. Sözde demokrasi açılımı. 2010 yılında, 'yetmez ama evetçiler' devreye sokuldu. 'Yoksa siz 12 Eylülcüleri mi' savunuyorsunuz dediler? Oysa gördüğümüz işkencelerin izleri hala vücutlarımızdaydı. Bugünkü ile aynı ağızlar ve zihinler söyledi bunları. Büyük zoka ise, 12 Eylül darbecilerinin yargılanması idi. Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nın yapısını da işte o zokayla değiştirebildiler. Bütün yargı mekanizması FETÖ'ye teslim edildi. Yargıdan sonra Türk Silahlı Kuvvetleri de AK Parti ve FETÖ ortaklığının eline geçmiş oldu. O arada, Allah’ın bir hikmeti olarak Suriye iç savaşı başlamış, yine aynı iktidar o iç savaşın açık tarafı olduğunu ilan ederek Türkiye’yi bu uğursuz sürecin bir parçası haline getirmiş sınır kapılarını ise fütursuzca sonuna kadar açmıştı. Nüfus yapısını değiştirerek onu ebediyen yıkma planını devreye soktu.

Bugün yeni paradigma dedikleri de yeni değildir. 1923 paradigmasını hedefe koyan bu güçler 2013’de de aşklarının depreştiğini ve mücadelelerin ortaklaştığını ilan etmişlerdi. İşte meşhur çözüm süreci o zaman en yüksek perdeden ilan edildi. İmralı’ya heyetler aynı bugün olduğu gibi gidip geldi, hatırlayın. Sonra yine bölücübaşı mektupları okundu meydanlarda. Af dendi, topluma geri dönüş dendi, barış dendi yine. Sonrası, 6-8 Ekim olaylarıdır. Gel gelelim, seçim takvimi yakınlaşırken Erdoğan gelen verilere baktı ve 'zehrin' kıvamını yine tutturamadıklarını anladı. Erdoğan elini yıkayıp sıyrılmanın yolunu aradı, 2015’te çözüm sürecini yeniden rafa kaldırdı.

2016 yılına gelindi, yani bugünkü ucube sistemin miladı, ortaklar arası devleti parselleme savaşının farklı bir aşaması olan 15 Temmuz kalkışması yaşandı. Milletin devletini sokaklardan topladığı o gecenin bedelini de millete yüklediler. Bu sefer de darbeci misin FETÖ'cü mü diyerek Olağanüstü Hal Yasasını günlük bir rutin haline getirdiler. Türkiye Büyük Millet Meclisini bypass ettiler. Türk Milletinin iradesini bir faninin söz ve hırslarına prangaladılar. Bugün olağanüstü hal şartlarının, bize normal diye yutturulduğu bu mafya düzeni o günlerin somutlaşmış ve resmileşmiş halidir. Güpegündüz cinayetler işlenip, katiller izini kaybettirebildi. Mafyalar, suç örgütleri, devletteki hiyerarşinin bir parçası haline gelirken mal, can, ırz ve namus güvenliği kalmadı. Devlet acz içine düşürülürken korku imparatorluğu yaratıldı. Anayasa mahkemesini kapatmakla tehdit edebilir bir şuursuzluğa ulaştılar. Canlarının istediği şirketlere, dükkanlara nasıl çöküyorlarsa, belediyelere de aynı şekilde çökmeyi bir alışkanlık haline getirdiler. Türkiye’nin başına kendilerini kayyım olarak tayin ettiler, ses çıkaranı hapse attılar, onaylamayanı yok ettiler. İşte son 10 yılın kısa özeti budur.

“BU BİR KALKIŞMADIR”

Bugün gözünün içine baka baka 50 bin kardeşinin katilini senin meclisine davet edebilmelerinin sebebi bu ahvaldir. Şimdi sana bu son nihai zehri verecekler. Bu uyku halini, bir ölüm haline çevirecekler. 'Filistin’de masumlar ölüyor' diye yaygara kopartanlarla 45 bin Gazzeli masumu katleden İsrail’in katliam makinesine odun atanlar nasıl aynıysa, sen Halep kalesine ve Şam-ı şerife bakarken büyük laflar ve büyük komplolarla oyalanırken senden Türklüğünü alacak olanlar işte aynı ellerdir. Açıkça anlaşıldığı üzere geçtiğimiz yıllar hazırlanan ve aylar öncesinde tekrar zerk edilmeye başlanan bu zehir bizim açımızdan her manasıyla bir kalkışmadır. Ele geçirdikleri devleti sevk ve idare eden iktidar ve ortakları Türk milletine karşı bir kalkışma içerisindedirler.

Şimdi gözlerini bize dikmişler. İYİ Parti başka partilere benzemez, onu yok edemezsiniz, onu sindiremezsiniz, onu yıldıramazsınız. Süreç Meclis'ten yürütülecekmiş. Meclis'in hangi yetkisiyle hangi süreç yönetilecektir? Türkiye'yi iki tane adam büyük belalara sürüklüyor. Bugün Meclis'in yetkisi mi kaldı?

"TÜRK MİLLETİNİ BÖLDÜRMEYECEĞİZ"

Buradan bir kez daha ilan ediyorum, elde ettikleri sayısal çoğunlukla Milli Mücadele’nin karargahı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iradesini yok sayan, bundan aldığı güçle, Türkiye Cumhuriyeti devletini saraya peşkeş çeken, son olarak da üniter bütünlüğümüzü, milli bilincimizi ve millet kimliğimizi, etnik ve bölgesel parçalara ayırmak yolunda olan bu iktidar ve ortaklarıyla, onların gönüllü, gönülsüz, bilinçli ya da şaşkın işbirlikçileriyle bir arada olmayacağız. Adına ne derlerse desinler, açılım, demokrasi veya anayasa bizim için hiç fark etmez. İhanet şebekeleriyle, millet ve cumhuriyet düşmanlarıyla, kapalı kapılar ardında hiç bir görüşme ya da müzakere yapmayacağız. Bizim bu büyük milletten saklayacak bir planımız yok. Her şey bu milletin bilgisi dahilinde ve kamuoyuna açık bir biçimde yaşanacaktır. Bu nesebi gayrı sahih planı, Mondros gibi, Sevr gibi yırtıp atmak için sokaklarda, meydanlarda, Mecliste, nerede ve nasıl gerekiyorsa her yerde mücadele dönemi başlamıştır. Parolamız bellidir, Türkiye’yi Türksüzleştirmeyeceğiz, Türk milletini böldürmeyeceğiz, cumhuriyetin niteliklerini değiştirtmeyeceğiz.

"BEN O KOLTUĞUN İLK VE GERÇEK SAHİBİNİ TANIYORUM"

Benim saygım sana değil oturduğun koltuğadır. Çünkü ben o koltuğun ilk ve gerçek sahibini tanıyorum ve ona hizmet etmenin bahtiyarlığını yaşıyorum. Oradan bana hakaret yağdırıyorsun ya, bana ve dava arkadaşlarıma. Şahsına bu zamana kadar gösterdiğim saygıyı, oturduğun koltuğun gerçek sahibine duyduğum saygının sadakası saymanı temenni ediyorum. Fazlasını hak ediyorsun ama benden şimdilik bu kadar. Fazlası da zaten bana yakışmaz.

"TÜRK MİLLETİNE OLAN GÖREVİNİZİ VE SORUMLULUĞUNUZU UNUTMAYACAKSINIZ"

Gidenlerle değil gelenlerle meşgul olacaksınız. Türk milletine olan görevinizi ve sorumluluğunuzu unutmayacaksınız. İYİ Partiyi bekleyen tarihsel göreve dört elle sarılacaksınız. O halde bu yolu hep birlikte yürüyeceğiz. Bu evi el birliğiyle büyüteceğiz, bu cepheyi inatla geliştireceğiz.

İYİ PARTİ BU MİLETTİN SON KALESİDİR"

Sevdası Türkiye, kaygısı Türk milletinin geleceği olan cumhuriyet değerlerine bağlı herkesi, Türkiye ve Türk milleti için birlikte yürümeye davet ediyorum. İYİ Parti, bu milletin son kalesidir. Bu devran değişecek, bu düzen böyle gitmeyecek. Tek adamlık mutlaka ama mutlaka son bulacaktır.

Siyaset, 08 Ocak 2025 18:58

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Büyükakın’dan metro ve otobüs sürücü koltuğuna oturmak isteyen kadınlara çağrı

Büyükakın’dan metro ve otobüs sürücü koltuğuna oturmak isteyen kadınlara çağrı

İzmit’te ücretsiz yüzme eğitimi başladı

İzmit’te ücretsiz yüzme eğitimi başladı

Tepkiler yöneticilere 30 bin TL zam teklifini geri çektirdi

Tepkiler yöneticilere 30 bin TL zam teklifini geri çektirdi

Gölcük’te terk edilmiş bir bina daha yıkıldı

Gölcük’te terk edilmiş bir bina daha yıkıldı

Karanlıkta okula giden çocukların bedeli inatla ödenemez!

Karanlıkta okula giden çocukların bedeli inatla ödenemez!

Bir köklü firmadan daha kötü haber!

Bir köklü firmadan daha kötü haber!

Açlık sınırı 30 bin, engelli maaşı 7 bin!

Açlık sınırı 30 bin, engelli maaşı 7 bin!

BTP’liler Ankara’ya akın edecek!

BTP’liler Ankara’ya akın edecek!

Büyükakın: Biz bu temizliği yapmazsak yarın yeni nesillerin denize girme şansı olmayacak

Büyükakın: Biz bu temizliği yapmazsak yarın yeni nesillerin denize girme şansı olmayacak

Kocaeli Büyükşehir mezbahası örnek tesis olacak

Kocaeli Büyükşehir mezbahası örnek tesis olacak

Gebze’de 3 aydır maaş alamayan işçilere EMEP’ten destek

Gebze’de 3 aydır maaş alamayan işçilere EMEP’ten destek

Başkan Gökçe Körfezkent esnafıyla bir araya geldi

Başkan Gökçe Körfezkent esnafıyla bir araya geldi

Başkan Sezer Kadın Hakları Günü’nü kutladı

Başkan Sezer Kadın Hakları Günü’nü kutladı

Tramvay hattında aydınlatma lambaları gündüz de yanıyor

Tramvay hattında aydınlatma lambaları gündüz de yanıyor

Tepkilerden sonra memur zamları geri mi çekiliyor?

Tepkilerden sonra memur zamları geri mi çekiliyor?

TRT'de yayınlanan o haber Mansur Yavaş'ı kızdırdı

TRT'de yayınlanan o haber Mansur Yavaş'ı kızdırdı

Sigaradan akaryakıta o zamlar otomatiğe bağlandı!

Sigaradan akaryakıta o zamlar otomatiğe bağlandı!

Erdoğan, Kocaeli’de’deki Gonca efelerini tebrik etti

Erdoğan, Kocaeli’de’deki Gonca efelerini tebrik etti

Başiskele’de Özel Kübra Sapmaz Yetenek Kursu açıldı

Başiskele’de Özel Kübra Sapmaz Yetenek Kursu açıldı

Kartepe Stadyum Yolu’nda tehlikeli hareketler

Kartepe Stadyum Yolu’nda tehlikeli hareketler

İngiltere'ye kaçan o soyguncu Fesli Kadir sever çıktı!

İngiltere'ye kaçan o soyguncu Fesli Kadir sever çıktı!

İmralı konusunda CHP ve DEM'den ortak tepki!

İmralı konusunda CHP ve DEM'den ortak tepki!

İYİ Parti Kocaeli’de görev dağılımı da tamam

İYİ Parti Kocaeli’de görev dağılımı da tamam

O cadde karanlık ve tehlikeli

O cadde karanlık ve tehlikeli

Körfezli yüzücü Trabzon’da madalyayı kaptı!

Körfezli yüzücü Trabzon’da madalyayı kaptı!

Sahte diplomalılar yönetim kademelerinde, Atatürkçü teğmen bakkallık yapıyor

Sahte diplomalılar yönetim kademelerinde, Atatürkçü teğmen bakkallık yapıyor

Çayırova’da alkışlar özel bireylere 

Çayırova’da alkışlar özel bireylere 

Vali Aktaş Kandıra’da şehit ve gazi yakınlarını ziyaret etti

Vali Aktaş Kandıra’da şehit ve gazi yakınlarını ziyaret etti

Hürriyet bir kez daha Büyükakın’a seslendi: Kimi koruyorsunuz?

Hürriyet bir kez daha Büyükakın’a seslendi: Kimi koruyorsunuz?

Hani pazarlık yoktu! PKK Öcalan'ın serbest bırakılmasını şart koşuyor

Hani pazarlık yoktu! PKK Öcalan'ın serbest bırakılmasını şart koşuyor

İzmit’te Engelliler Günü’nde dayanışma mesajı

İzmit’te Engelliler Günü’nde dayanışma mesajı

Başkan bir tepsi baklava ile Kocaelispor tesislerine gitti

Başkan bir tepsi baklava ile Kocaelispor tesislerine gitti

KSO Başkanı Zeytinoğlu ihracat rakamlarını değerlendirdi

KSO Başkanı Zeytinoğlu ihracat rakamlarını değerlendirdi

Kocaeli’de susuzluk alarmı! Muhtarlar da devreye girdi

Kocaeli’de susuzluk alarmı! Muhtarlar da devreye girdi

Maaş zam oranı zam büyük ölçüde belli oldu

Maaş zam oranı zam büyük ölçüde belli oldu

Bizimköy’de çalışanlar ve yönetim hep birlikte pasta kesti

Bizimköy’de çalışanlar ve yönetim hep birlikte pasta kesti

Başkan Büyükakın’dan yaşlılara: Sizler başımızın tacısınız

Başkan Büyükakın’dan yaşlılara: Sizler başımızın tacısınız

Körfez’de belediye ve Kızılay el ele verdi, sevgi mağazası açıldı

Körfez’de belediye ve Kızılay el ele verdi, sevgi mağazası açıldı

Maske takma zorunluluğu geri mi dönüyor?

Maske takma zorunluluğu geri mi dönüyor?

Başkan Gökçe pazarda esnaflar ve vatandaşlarla bir araya geldi

Başkan Gökçe pazarda esnaflar ve vatandaşlarla bir araya geldi