Çöken umutlar ve boşa geçen yıllar
Gündem, 16 Eylul 2020 14:31CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan iktidara yüklendi.
İşte o açıklamanın içeriği: Artık sonuna yaklaşmakta olan AKP iktidarının sanayi ve teknolojideki serüveni Derviş Programı ile başlamıştı. Kendisine miras kalan bu programı harfiyen uygulayan AKP, sıkı para ve maliye politikası ve dar gelirlilerin daha da baskı altına alınması gibin neo-liberal reçetelerle ülkeyi bir büyüme trendine sokmayı başarmış görünüyordu.
Dünyadaki para bolluğu da bu süreçte ellerini kolaylaştırdı. 2008’de yaşanan finansal krizle birlikte küresel piyasalarda likidite bolluğu görülmemiş bir oranda artınca, Dolar-TL kuru AKP hükümetlerinin ilk on yılı boyunca kayda değer bir artış göstermedi.
Ne var ki Derviş Programı ve AKP uygulamaları sınai gelişime odaklı değillerdi. Temel amaç makro-ekonomik göstergelerde istikrarın sağlanmasıydı. Ülkenin sınai kalkınması ve uluslararası rekabetçiliği ile ilgili pek bir şey söylemiyordu. Bu dönemde uzun vadeli planlama eksikliğine ilişkin itirazlarımız hep kulak arkası edildi ve ekonomi yönetimi de sürekli övüldü. Ta ki FED’in 2013 yılında parasal genişlemeden kademeli olarak çıkacağını açıklaması kararıyla bu yalancı baharı sona erdirmesine değin.
2013-2020: Yeni Türkiye’nin Çöküşü
Türkiye’nin ihracatı son sekiz yıldır yerinde sayıyor. Halbuki kur büyük bir sıçrama yapmış ve ABD doları için 7.5 TL’ler seviyesine gelmiş durumda. Türkiye’de ekonomik krizler politik krizleri, politik krizler ise ekonomik krizleri besliyor. Ülkeyi uçuracağı vaadiyle gelen yeni rejim, Türkiye’yi karaya oturttu.
İktidarın ilk on senede yapmadıklarının da bu karanlık tabloda etkisi büyük. O dönemde Türkiye’ye önemli fırsatlar sunan parasal bolluk iyi değerlendirilemedi. O yıllarda bol döviz ortamında çalışan Türk Sanayisi büyük ölçüde ucuz yabancı hammadde ve ara mamul ile üretim faaliyetlerinde bulunmuş, stratejisini de dış finansman kaynaklarının ülkeye akması üzerine kurmuştu. Ekonomi yönetimi değirmenin suyunun bitebileceğini hiç göz önünde bulundurmamıştı. Maliyet ve ucuz emek avantajını kullanarak ihracat rakamlarını artırıyorken, gerekli teknolojik dönüşümü gerçekleştirmek iktidarın aklına hiç gelmedi.
Küresel Değer Zincirlerinde üretim odağı olarak yer alıyor fakat üretimi daha katma değerli ve teknolojik bir hale çeviremiyorduk. Ucuz ve bol döviz ile birlikte ülkemiz bir “hizmetler, al-sat ve AVM Cumhuriyeti” haline dönerken sermayedarlar için üretim faaliyetinin getirisi de sürekli azalıyordu. Ucuz kredi ile AVM yapmak ya da ithalata dayalı olarak iç pazarda ticaret çok daha kârlıydı. Sonuçta sermaye çevresi sanayi faaliyetlerinden çıkarken inşaat sektörüne akın etti ve sınai üretim önemini yitirmeye başladı.
Dışarıdan alınan ucuz borca dayalı bu sistem elbette sürdürülebilir değildi. FED’in daralma kararı geldiği zaman Türkiye çoktan orta-gelir tuzağına girmişti. Kişi başı GSYH sonucunda son on yılda görece artan emek ücretleri ve yükselen döviz kuru yüksek girdi maliyetleri düşük üretime izin vermiyordu. Teknolojik gelişim tamamlanamadığı için de ülke sanayisinde katma-değerli ürün üretilemiyordu. Teknolojik kabiliyetleri geliştirecek bir sanayi politikasını tutarlı biçimde uygulamadığımız için orta-teknoloji tuzağına da düşmüştük. Katma-değerli üretim yapma kabiliyetimizdeki eksiklik, ülkemizde ihracatını belirleyen temel etmen oldu.
Kısacası, ilk 10 seneyi de doğru yönetemeyenler yüzünden, son 8 senede katlanarak artan döviz krizleri, borç bataklıkları ve önemli bir fakirleşme süreci yaşamaktayız. Dışarıdan borç ile alınan sahte refah, düşük katma-değerli üretim ile ödenemiyor. AKP hükümetleri kendi tabirleriyle “yerli ve milli” üretimin önemini ve yerli sanayinin desteklenmesi gerektiğini anlamakta maalesef çok geç kaldı.
Yeni Bir Hikaye
Türkiye’nin yeni bir hikayeye ihtiyacı var. AKP döneminde yıllar ve kaynaklar boşa harcandı. Öncelikle şu tespiti yapmalıyız: Sürdürülebilir bir sanayi politikası ve kalkınma stratejisi adalet ve eğitim sistemlerinde kalıcı iyileşmelere sıkı sıkıya bağlı. Yargı bağımsızlığının olmadığı bir ülkede ekonomik kalkınma söz konusu olamaz. Sermaye, özellikle de yabancı sermaye hukuki güvenlik istiyor. Eğitim sistemi de en az adalet kadar önemli. Yapılan son araştırmalar Türkiye’de gençlerin % 63’ün yurt dışında yaşamak istediğini gösteriyor. Beyin göçü lise seviyesine kadar inmiş durumda.
Adalet ve eğitimde ivme sağlarsak ekonomik kalkınma için gerekli ortamı yaratmış oluruz. Tabii bu noktada kamu bütçesinin kullanım koşulları bakımından da adım atılması gerek. Kullanmadığımız S-400’lere 2.5 milyar dolar vermeye, yap-işlet-devret modeli kapsamında müşteri garantili ve ödemeleri dolar üzerinden yapılan pahalı kamu yatırımları yapmaya devam edersek sanayi temelli ekonomik kalkınma hayal olmaya devam edecektir. Yap-işlet-devret modelinin kamu bütçesi, kamu bütçesinin ise ekonomi üzerindeki olumsuz etkisi Türkiye’nin kamburudur.
Türkiye yokluk zamanında, savaştan çıkmış genç bir ülkeyken bile, Atatürk’ün vizyon ve iradesi sayesinde uçak fabrikası kurabilmiş bir ülkeydi. Sonuç olarak Cumhuriyeti kuran iradenin kalkınma temelli ekonomik bağımsızlık ülküsüne geri dönmeliyiz. Çünkü gelecek teknolojide, gelecek sanayide, gelecek üretimde.
Gündem, 16 Eylul 2020 14:31
Yorumlar (0)
Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
9 bin PKK’lı için özel bir af planlanıyor
Asgari ücret 33 bin liranın altına düşmemeli
İzmit’te Fevziye cami tuvaletleri de ücretsiz olacak
Hayat Kimya’nın o projesine 2 ödül birden
Altın 2026'da rekor üstüne rekor kıracak!
KOTO’nun kadınlarla ilgili seminerine büyük ilgi
Gölcük’te liseli gençlere sıfır atık bilinci aşılanıyor
Memduh Tağmaç Kışlası moloz döküm sahasına çevrildi
Belsa Otoparkı ihalesinde başvurular bugün sona eriyor!
MHP'nin oyu yüzde 4,4'e geriledi
Torpil ve kayırmadan gurur duyuyoruz demişti! Tepki yağdı
Derince’de Emniyet Müdürlüğü ile belediye personeli yeşil sahada kapıştı!
Şehir Tiyatroları, Gebze Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi’nde sahne alacak
Yoksula verilmesi gereken sosyal yardımlar garantili ihlaleler için eritiliyor
Büyükakın: Eseri olmayanın yerinde yeller eser
Kapı kapı gezerek dar gelirli vatandaşlara gıdalarını ulaştırdılar
İmamoğlu ile ilgili süreci gerektiği gibi yürüten hakim anında görevden alındı
Durağa iki dakikada bir tramvay gelecek!
Tahmin değişti: Kar değil yağmur yağacak
İnsanlık adına sesimizi daha da yükseltme zamanı
Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Aydın: İSU yönetimi başarısızdır
O ilde salgın hastalık paniği! Hastanelere akın etiler
Kocaeli’de ulaşımda yenilikçi sistemler masaya yatırıldı
Gölcük’te tarihi geçmiş ürünleri vatandaşa yedireceklerdi
İşte en çok işçi arayan meslekler
Zeray GYO’da halka arz için geri sayım başladı
Hesap vereceksiniz kaçamayacaksınız
Kartepe’de okul yolundaki bu çalışmayı bitirin!
Vatandaş kemer sıkarken, saray harcamayı milletin sırtına yüklüyor
İzmit’te bu yolda yayalar tehlikede!
Asgari ücret için yeni rakam!
Vatandaşın 3 maaşı vergiye gidiyor
Bahçeli, DEM'lileri alkışladı, demlenme daveti aldı!
Bu projeye destek verenlere yazıklar olsun!
Ne yapmış benim oğlum! Ayıptır, yazıktır
Büyükşehir’den Derince’ye yeni mezarlık hizmet binası
AKP'lilere ceza kesti, görevden alındı!
Bir adliye soygun haberi de Konya’dan geldi
Yargılamaya niyetiniz yok, hepinize çok yazık
