BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

Dayanıksız yapıların kaynağı imar afları

Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Binali Tercan, AKP döneminde alışkanlık haline getirilen imar aflarının binaların dayanıksız olmasında büyük rol oynadığını dile getirdi. 

12 Şubat 2023 07:49
Dayanıksız yapıların kaynağı imar afları

AKP iktidarı döneminde, sonuncusu 2018 seçimlerinden bir ay önce olmak üzere toplam yedi kez imar affı niteliğindeki düzenlemelere imza atıldı.

Birgün’de yer alan habere göre, uzmanların ve muhalefetin tüm uyarılarına rağmen AKP’nin ısrarla başvurduğu imar affı uygulaması ile kaçak yapılar yasal statüye kavuştu. Konutların depreme karşı güvenliği ise son düzenleme ile “kullanıcılara” yüklendi.

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Binali Tercan, “Bütün imar afları son olmak üzere çıkarılmıştır. Çıkarılan her imar affının kapsamı bir öncekinden daha fazla olmuştur” dedi.


Son düzenleme ile yaklaşık 10 milyon 250 bin vatandaş, imar affından yararlanarak kaçak yapı niteliğindeki yapılarını resmiyete kavuşturdu.

Doç. Dr. Binali Tercan'ın tarafından da bir çalışma haline getirilen imar affı düzenlemelerinin AKP dönemindeki geçmişi 2003 yılına dayanıyor. 2003’te, “Yapı kullanma izni verilmeyen yapılara belediyelerce alt yapı hizmetlerinin birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde, ilgili yönetmelikler doğrultusunda Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay içerisinde başvurulması üzerine kullanma izni alınıncaya kadar geçici olarak elektrik bağlanabilir” hükmü getirildi.

Bu düzenleme, imar mevzuatına aykırı yapıların kamusal hizmetlerden yararlandırılarak meşrulaştırılıp, yasallaştırmasına dönük bir düzenleme olarak değerlendirildi.

Bir benzer düzenleme, Aralık 2003’te de yürürlüğe girdi. 2004 yılına yönelik düzenlemede de imar mevzuatına aykırı yapılar, ‘çevre sağlığı’ konusu ön plana çıkarılarak meşrulaştırıldı.

İktidar, 2005 yılında da aynı adımı attı. Temmuz 2005 tarihli düzenleme ile Ceza Kanunu’nda değişikliğe gidildi. “Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişiler ile bu yapılara elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişilerin, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları” engellendi.

Böylece mevzuata aykırı yapıların sahipleri ve bunlara göz yuman kamu çalışanlarının cezaları ile özellikle deprem riski bulunan yerlerdeki izinsiz veya mevzuata aykırı olan yapılar da affedilmiş oldu.

KIYI KANUNU YOLUYLA İZİN

Temmuz 2005’te bir başka yasa değişikliği yapıldı. Kıyı Kanunu’nun 6’ncı maddesine eklenen hüküm ile özelleştirme kapsamına alınan kıyı, sahil şeridi ve dolgu alanlarına turizm amaçlı alışveriş merkezleri ve konaklama ünitelerinin yapılmasına olanak sağlandı.

Ayrıca bakanlıklara verilen yetkilerle imar planları yoluyla bazı kısıtlamalar dikkate alınmayarak af nitelikli yapılaşma kararlarının önü açıldı.

GECEKONDULARA ALTI YILLIK AF

2012 yılında gelindiğinde Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’da değişiklik yapıldı. Bu değişiklik ile imar ve gecekondu mevzuatına aykırı yapılara uygulanacak af nitelikli işlemlerin süresi üç yıl uzatıldı.

2015 yılında ise af niteliğindeki üç yıllık süre uzatma kararı, altı yıla çıkarıldı.

10 MİLYONDAN FAZLA KİŞİ YARARLANDI

2018 yılının mayıs ayı, imar affı düzenlemesinin son kez hayata geçirildiği tarih oldu. Bir ay sonraki seçimler öncesinde vatandaşa “müjde” olarak sunulan bu düzenleme ile kayıt dışı yapılar yasal statüye kavuşturuldu.

İmar affı kapsamına 31 Aralık 2017 tarihinden önce yapılmış tüm yapılar alındı.

Bu aftan yararlananları anlatan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 26 Haziran 2019’da yaptığı açıklamada, “Bugüne kadar imar barışına 10 milyon 250 bin vatandaşımız başvurdu” dedi.

SON TEKLİF DESTİCİ’DEN GELDİ

İmar Affı’na yönelik yeni düzenleme beklentisini son olarak BBP Genel Başkanı Mustafa Destici yükseltti.

Destici, 11 Ekim 2022’de bu konudaki kanun teklifini TBMM Başkanlığı’na sundu. Destici, yaptığı açıklamada yüz binlerce vatandaşın ve binlerce ailenin iptal edilen yapı kayıt belgeleri sonucunda idari para cezası ve yıkım kararıyla karşı karşıya kaldığını iddia ederek, “Barınma ihtiyacını karşılamak üzere özel mülkiyetler üzerine yapılmış ve yapı kayıt belgesi almış, bir kısım yapı kayıt belgesi iptal olmuş ve iptal olma aşamasında olan yapılar, kamu zararı, iskan ve imar yönünden incelenmek sureti ile yapı sahiplerinin yaşadıkları mağduriyetlerin giderilmesi amaçlanmaktadır” ifadelerini kullandı.

Teklif, o tarihten bu yana komisyon gündeminde beklemeye alındı.

TELAFİSİ OLANAKSIZ ZARARLAR

İmar affıyla ilgili detaylı çalışmalara imza atan ve bu düzenlemelerin güvensiz yapılaşmayı artırdığını kaydeden Doç. Dr. Binali Tercan, hazırladığı çalışmada bu uygulamanın sakıncalarını şöyle anlattı:

“Aflar, toplumsal adalet ve barışın zedelenmesine, planlama ve imar ile ilgili kurumlara yönelik güvenin azalmasına, zengin doğal kaynakların amaç dışı kullanımına ve çevre sorunlarına yol açmıştır.

Türkiye, üst üste çıkarılan imar affı yasalarıyla yaratılan, ‘Nasıl olsa imar gelir’ anlayışı ile ilk başlarda gecekondulaşmayı, son yıllarda da imarlı alanlardaki mevzuata aykırı yapılaşmayı toplum gözünde meşrulaştırmıştır.

İmar afları, tüm topluma verilen telafisi olanaksız zararları ortadan kaldırmaya yetmediği gibi, yürürlükteki mevzuatı yetersiz ve geçersiz kılarak, yasakları çiğneyenleri ödüllendirmek anlamına gelmiştir.

İktidarların yeniden seçilme kaygılarıyla çıkardıkları af yasaları, kısa süreli çözüm gibi görünse de esasında büyük bir sorunun geçici bir süreliğine üzerini örtme ve bundan faydalanma anlamını taşımaktadır. Bütün imar afları son olmak üzere çıkarılmıştır. Çıkarılan her imar affının kapsamı bir öncekinden daha fazla olmuştur.”

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.