Diyabetli çocuklar ve aileleri için acil eylem planı çağrısında bulunan Kanko, raporda yer alan verilerin Türkiye’deki tabloyu net biçimde ortaya koyduğunu belirterek: Ülkemizde yaklaşık 30.000 diyabetli çocuk var. Bu çocukların büyük bölümü, doğru eğitim ve erişilebilir tedaviyle sağlıklı bir yaşam sürebilir. Ancak tanı gecikiyor, eğitim eksik, teknolojiye erişim çok sınırlı. Bu tablo kabul edilemez.” dedi.
“HBA1C DEĞERLERİ HEDEFLERİN ÇOK ÜZERİNDE. BU DURUM ÇOCUKLARIN GELECEĞİNİ TEHDİT EDİYOR.”
Türkiye’de çocuklardaki ortalama HbA1c değerinin %8,4 olduğuna dikkat çeken Kanko: Uluslararası hedef %6,5–7 aralığıdır. Yüksek HbA1c, çocukların gelecekte göz, böbrek ve sinir hasarı riskiyle karşı karşıya olduğunu gösterir. Bu, ülke olarak üstesinden gelmemiz gereken ciddi bir halk sağlığı sorunudur.”
.jpg)
SİSTEM ÇOCUKLARI YALNIZ BIRAKIYOR: EKİP EKSİKLİĞİ, RANDEVU SÜRELERİ, TEKNOLOJİYE ERİŞİM ENGELLERİ VAR
Raporun bulgularına dikkat çeken Kanko, öne çıkan sorunları şöyle sıraladı:
• Diyabetli çocukların %10’undan azı hedef aralığında.
• Çocuk diyabet ekiplerinde diyetisyen eksikliği kritik düzeyde.
• Poliklinik randevuları 10–15 dakikaya sıkışmış durumda.
• Okullarda diyabet farkındalığı son derece yetersiz.
• Sensör ve insülin pompalarının maliyetleri aileleri çaresiz bırakıyor.
“Bu rapor, sistemin çocuğu ailelerin üzerine bıraktığını gösteriyor. Bu kabul edilemez bir durumdur.”
dedi.
“DİYABET TEKNOLOJİLERİ LÜKS DEĞİL, HAYATİ ÖNEME HAİZDİR”
Kanko: “Sürekli glikoz ölçüm sensörleri ve otomatik insülin pompaları, diyabetli çocuklar için hayat kurtarıcıdır. Geceleri hipoglisemi riskini azaltır, okulda güvenliği artırır, organ hasarını önler. Teknolojiye erişim bir lütuf değil, bir haktır.”
SGK’YA ÇAĞRI: “POMPA VE SENSÖRLER AVRUPA STANDARTLARINDA TAM OLARAK KARŞILANMALIDIR”
CHP’li Kanko, mevcut SGK desteklerinin yetersiz olduğunu vurgulayarak: “Aileler bir pompa seti almak için maaşlarının yarısından fazlasını harcıyor. Avrupa ülkelerinde ücretsiz olan bu sistemlere Türkiye’de erişim neredeyse imkânsız. SGK, sensör ve pompaları tam olarak karşılamalıdır.”
OKULLARDA “DİYABET HEMŞİRESİ” ZORUNLULUĞU ÖNERİSİ
Kanko: “Çocukların gününün büyük kısmı okulda geçiyor. Öğretmen ve idareciler bilinçsiz, diyabet yönetimi eksik. Her okulda diyabet farkındalığı zorunlu hale getirilmeli, büyük okullarda mutlaka ‘Diyabet Hemşiresi’ bulunmalıdır.”
ULUSAL EYLEM PLANI ÇAĞRISI
Kanko, Diyabetli Çocuklar Vakfı’nın raporunu referans alarak Sağlık Bakanlığı’na şu çağrıda bulundu:
1. 5 Yıllık Çocukluk Çağı Diyabet Bakım Programı hazırlanmalı.
2. Ulusal diyabet kayıt sistemi kurulmalı.
3. Tüm merkezlerde diyetisyen, hemşire ve psikolog zorunlu hale getirilmeli.
4. Diyabet teknolojileri ücretsiz sağlanmalı.
5. Diyabet kampları devlet desteğiyle yaygınlaştırılmalı.
6. Okullarda diyabet eğitimi ve farkındalık programı müfredata girmeli.
Kanko, sözlerini şöyle tamamladı:
“Diyabetli çocuklarımız her gün onlarca zorluğa rağmen mücadele ediyor. Bizim görevimiz bu mücadelede onların yanında olmaktır. Diyabet bir kader değildir; devlet doğru politikayı uyguladığında bu çocukların yaşamını değiştirmek mümkündür. Türkiye’de hiçbir çocuk diyabetle mücadelede yalnız bırakılmamalıdır.” İfadelerini kullandı.
İYİ Parti Kocaeli’de görev dağılımı da tamam
O cadde karanlık ve tehlikeli
Körfezli yüzücü Trabzon’da madalyayı kaptı!





