80 gündür Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteci Fatih Altaylı, MHP’li hukukçu Feti Yıldız’ın “Türkiye 300 yıldır en güçlü dönemini yaşıyor” sözlerine sert tepki gösterdi. Altaylı, Türkiye’nin tarih boyunca güçlü olduğunu vurgulayarak Kıbrıs çıkarması, Lozan görüşmeleri ve Atatürk dönemini örnek gösterdi. “Bu ülke en sıkıntılı dönemlerinde bile güçlüydü” diyen Altaylı, Türkiye’nin gücünün dönemsel değil, köklü bir miras olduğunu ifade etti.
Altaylı, yürütülen “Terörsüz Türkiye” sürecine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Altaylı, süreci “gereksiz zaman kaybı” olarak nitelendirirken, komisyonun ilgisiz kişileri dinlemesinin verimsiz olduğunu söyledi.
Sürecin daha sağlıklı ilerlemesi için Kandil ve Suriye’deki aktörlerin dinlenmesini öneren Altaylı, bu önerinin ütopik olduğunu kabul etmekle birlikte, sürece katkı sağlayabileceğini belirtti. ABD’nin süreçle ilgili sürekli değişen tutumuna dikkat çeken Altaylı, komisyonun güncel bilgiye ihtiyaç duyduğunu da sözlerine ekleyerek şöyle konuştu:
Memleketin huzuru yok olurken bir yandan da milli beraberlik, kardeşlik ve demokrasi komisyonu toplantılarını sürdürüyor. AK Parti'nin tavrına bakarak galiba sürmeyecek denilen sürece iktidar partisi yeniden destek verince can vereceği düşünülen süreç dirildi. MHP'nin hukukçusu Feti Yıldız Bey, Öcalan'a bir Meclis Heyeti gitmesini doğru bulduğunu söyledi. Kendi fikridir, partisinin fikridir. Ancak Feti Bey'in açıklamasında hiç ama hiç katılmadığım bir bölüm var. Feti Bey, "Türkiye 300 yıldır en güçlü olduğu dönemi yaşıyor” diyor. Buna iki nedenle katılmam mümkün değil, Türkiye'nin en güçlü dönemi demek ülkeyi küçümsemektir. Bu ülke en sıkıntılı döneminde ABD'ye ve Rusya'ya ve tüm dünyaya rağmen Kıbrıs'a çıkarken de güçlüydü. Lozan da dünyanın en güçlü ülkelerinin karşısında otururken de güçlüydü. Atatürk dünya liderlerini yeni cumhuriyetin içinde ağırlarken de güçlüydü. Öcalan'a gidip gitmemek komisyonun kararı, yüce Meclis’tir ne isterse ona karar verir. Ama Türkiye her zaman güçlüdür. Komisyona gelirsek bence gereksiz zaman kaybediyorlar. Alakalı, alakasız herkesi dinlemeye bence gerek yok.
Meclis zaten herkesin ortak temsilcisi, ahlaki olarak şehit ailelerini, gazi yakınlarını dinlemek tamam ama fazlası gereksiz. İlla birileri dinlenecekse ben bir tavsiyede bulunayım. Kandil'deki yöneticilerden biri mesela Karayılan, o anlatsın sürece uyup uyumayacaklarını, hatta Suriye'den Mazlum Abdi o değilse de Salih Müslim getirilsin. Tabii ki ütopik ama bana sorarsan faydalı olabilir. Muhtemeldir ki kamu görevlileri bu gruplarla ilgili komisyona bilgi vermiştir ama süreçte sürekli değişimler oluyor. ABD her gün başka bir şey söylüyor. Bir update, bir güncelleme gerekli olabilir.
Başiskele’de Özel Kübra Sapmaz Yetenek Kursu açıldı
Kartepe Stadyum Yolu’nda tehlikeli hareketler
İmralı konusunda CHP ve DEM'den ortak tepki!




