Türkiye, 27 Temmuz 2025 tarihinde siyasi ve toplumsal çalkantılarla sarsılmaya devam ediyor. İktidarın “terörsüz Türkiye” söylemi altında attığı adımlar, muhalefete yönelik baskılar, yolsuzluk iddiaları ve tartışmalı tahliyeler kamuoyunda büyük tepkilere yol açıyor.

YouTube'da gündeme dair yorumları ile dikkat çeken ve gündemdeki konulara dair bulunduğu açıklamalarıyla tartışmalara neden olan Sabahattin Önkibar yine dikkat çekici açıklamalarda bulundu. İşte Türkiye’nin gündemini meşgul eden çarpıcı gelişmeler ve bu konulara dair Önkibar'ın yorumları...

ÖCALAN VE TAHLİYELER: “KATİLLER SERBEST, MUHALEFET HAPİSTE”

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın devlet nezdinde “kutsallaştırıldığı” iddiaları, kamuoyunda infiale neden oluyor. Veysi Aktaş gibi katliam sorumlusu olduğu iddia edilen isimlerin bir bir tahliye edilmesi, bu algıyı güçlendiriyor. İddialara göre, son dönemde tahliye edilenlerin sayısı 100’ü aşmış durumda, ancak bu rakamlar resmi makamlarca gizleniyor. İktidar, bu adımları “barış” ve “terörsüz Türkiye” hedefiyle savunsa da, halkın yüzde 60’ının bu politikaların tam tersini düşündüğü belirtiliyor.

Öte yandan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “iddianamesiz” bir şekilde hapiste tutulması, yargının siyasallaştığı eleştirilerini beraberinde getiriyor.

Usta gazeteciden çarpıcı iddia: Kabinede koltuğu en sağlam ismi açıkladı    Usta gazeteciden çarpıcı iddia: Kabinede koltuğu en sağlam ismi açıkladı

MUHALEFETE BASKI VE PKK KOMİSYONU TARTIŞMALARI

İktidar, CHP lideri Özgür Özel’e yönelik baskıyı artırarak, Meclis’te kurulması planlanan “PKK komisyonu” ve yeni anayasa masasına oturması için yoğun çaba sarf ediyor. Devlet Bahçeli’nin de Özel’e yönelik tehditvari söylemleri, muhalefet üzerinde baskı oluşturuyor. Ancak Özel, bu komisyona katılmayı reddederek, Erdoğan ve Bahçeli’yi zor durumda bırakacak bir hamle yaptı. CHP’nin masaya oturmaması halinde, anayasa referandumunun başarısız olacağı ve sürecin “Erdoğan-Apo oylamasına” dönüşeceği yorumları yapılıyor.

YOLSUZLUK VE SERVET TRANSFERİ İDDİALARI

Türkiye’nin ekonomik durumu da alarm veriyor. UBS Bankasının 2024 raporuna göre, Türkiye dünyada en çok yoksullaşan ülke oldu. Bu ekonomik çöküşün gölgesinde, Ankaralı müteahhit Yusuf Kaya’ya Malatya’daki 187 dükkan ihalesi karşılığında Çeşme, İzmir, Ankara ve diğer illerdeki toplam 325 dönümlük değerli arazilerin devredildiği iddiaları büyük yankı uyandırdı. İddialara göre, bu arazilerin gerçek değeri, ödenen 1 milyar 860 milyon liranın 20-30 katı. Bu olay, “devletin soyulduğu” eleştirilerine neden olurken, CHP’li belediye başkanlarına yönelik “uyduruk” yolsuzluk suçlamaları ise çifte standart tartışmalarını alevlendirdi.

DIŞ POLİTİKADA ÇELİŞKİLER VE HAKAN FİDAN’IN BALONU

Dış politikada da tartışmalar bitmiyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın “Suriye’ye müdahale” açıklamaları, Suriye yönetiminin “Gelin kurtarın” davetinden sonra geri adım atmasıyla sonuçlandı. Fidan’ın “cenaze namazı” benzetmesi, iktidarın ABD ve İsrail’e karşı pozisyon alamayacağı yorumlarını güçlendirdi. İktidarın “Amerika’nın mandası gibi hareket ettiği” iddiaları, kamuoyunda yankı buluyor.

YAVUZ AĞIR ALİOĞLU VE FİNANSMAN TARTIŞMALARI

Yavuz Ağır Alioğlu’nun, Meral Akşener ve Sinan Oğan gibi isimlerin “50 milyon dolar alarak seçmen sattığı” iması, sarayın partisini finanse eden isimler tarafından tehdit edildiği iddialarıyla birleşti. Alioğlu’nun bu sözleri yalanlaması, tartışmaları daha da alevlendirdi.

İSKENDERUN’DAKİ TRAJEDİ VE GÜVENLİK ZAFİYETİ

İskenderun’da iki askerin “zehirlenme” ya da “su kaybı” nedeniyle şehit olması, güvenlik zafiyetlerini bir kez daha gündeme getirdi. Olay, “mağaradaki facia” benzetmesiyle trajedi olarak nitelendirilirken, sorumluların hesap vermesi gerektiği vurgulanıyor.

SONUÇ: TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR?

Türkiye, bir yandan Öcalan ve tahliye tartışmaları, diğer yandan muhalefete yönelik baskılar, yolsuzluk iddiaları ve ekonomik çöküşle karşı karşıya. İktidarın “terörsüz Türkiye” söylemi, halkın çoğunluğunun tepkisiyle karşılaşırken, muhalefetin tutumu ve anayasa tartışmaları ülkenin geleceğini belirleyecek gibi görünüyor. Özgür Özel’in “kuyuya düşen AKP ve MHP’yi kurtarmama” kararlılığı, siyasi dengeleri nasıl etkileyecek? Türkiye, bu karmaşadan nasıl çıkacak? Sorular yanıtsız kalmaya devam ediyor.