Son dönemde altına artan talebin ekonomik gerekçelerini izah eden Bayram Başaran altın fiyatlarındaki artışın devam edeceğini belirtti.

“Bir rakam veremem ama altının artış hızının devam edeceğini söyleyebilirim” diyen ekonomist Bayram Başaran açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Altın, zaman içinde minik minik düzeltmeler yaparak yükselmeye devam edecek. Bunu söylerimama rakam söylemek yanlış olur. Çünkü beklenti yaratır. Bütün dünyada altının talebi artmaya devam edecek, çünkü para birimlerine güven sarsıldıkça herkes altına koşuyor. Bütün dünyada böyle, sırf Türkiye'de değil. Gümüş fiyatları da yükselecek. Ama dikkat edin gıda fiyatları da tüm dünyada yükseliyor. Bir süre sonra böyle minik gramdan daha küçük altından,santimetre altından da gidip ekmek alacağımız, yemek alacağımız günler gelebilir.

Birkaç sene sonra iş oraya doğru gidiyor. Bu bir sıkıntı, gelecek maalesef gıda açısından alışverişin metası mı değişecek? Adı mı değişecek? Niye para verip de ekmek almıyoruz, çünkü devletlere olan güven öyle bir sarsıyor ki, vatandaşının gözünde siyasilerin yaptıkları hareketler ya da aldıkları kararlar öyle sarsıyor ki o devletlerin bahsettiği paralar gelecekte çöp olacak gibi görünüyor.”

TERCİH DOLAR MI, EURO MU?

Bayram Başaran, bugünkü konjenktürde Türkiye’de yatırımcının tercihinin dolar mı, euro mu olması şeklindeki soruya da şu cevabı verdi:

“Bakın, bugünün şartlarında şimdi ben yatırım tavsiyesi vermem. Ama euro daha hızlı artacak gibi görünüyor. Dolar da, euro da artacak ama euro daha hızlı artacak gibi görünüyor.

Çünkü dünyada da euro’da bir artış vardı Amerikan dolarına karşı. Ama Amerikan doları dünyada gevşemeye devam edecek. Türkiye'de maalesef geçmişten beri oluşan bir şey var, bir dolar sendromu var. Siyasiler maalesef bize bir dolar sendromu oluşturdu.

En ufak bir gelişmede hepimiz dolara saldırıyoruz. Herkes dolara saldırıyor. Türkiye'de maalesef bunu yaratan siyasiler oldu. Yani ne diyeyim Amerikan yanlısı siyasiler mi diyeyim, adına ne diyorsanız deyin. Ama üç ülkenin üç ayrı sendromu vardır. Amerika'daki işsizlik, Türkiye'deki dolar, Avrupa'da da enflasyon sendromu vardır. Çok korkarlar, neden dünya savaşı sırasında Avrupalılar 175 marka marka bir tane sandviçi yedi. O kültürü unutmuyorlar. Biz de krizleri unutmuyoruz, çünkü sürekli kriz yaşıyoruz maalesef.”