banner741

BİST
4.854,16
ALTIN
1.043,73
DOLAR
18,62
STERLİN
22,41
EURO
19,31

Büyükakın, nasıl anılmak istiyor?

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, gazeteci ve televizyon sunucusu Cansu Canan Özgen’in, “İleride nasıl bir başkan olarak anılmak istiyorsunuz” şeklindeki soruya çarpıcı örneklerle yanıtladı, “İleride Allah razı olsun denmesi en büyük mükafatımız olur” dedi. 

11 Haziran 2025 13:26
Büyükakın, nasıl anılmak istiyor?

KISA DEĞİL, UZUN VADELİ DÜŞÜNEREK ÇALIŞIYORUZ

Başkan Büyükakın, şunları söyledi: “İnsanların kısa vadede gözünü boyayacak, bugün hoşuna gidecek ama işini savsakladığı yıllar sonra anlaşılacak şeyler vardır. Mesela biz şimdi denizin dibindeki çamuru temizliyoruz. Deniz kirlenmesin diye 23 adet arıtma tesisi çalıştırıyoruz. Bu tesislerin yıllık enerji maliyeti 700 milyon TL. Biz bu 700 milyon TL ile arıtma tesisi çalıştırmak yerine farklı projeler yapsak belki daha çok aferin alırız. Ama sonra Marmara Denizi ne olacak? Arıtma tesislerimizin %73’ü ileri biyolojik arıtma. İleride daha fazla yatırım yaparak kalan tüm tesisler ileri biyolojik arıtma tesisine dönüştüreceğiz. Bugün bir damla atık su arıtmaya girmeden deniz bırakılmıyor. İleride bunların tamamını ileri biyolojik arıtma yapmak gibi bir hedefimiz de var. Yani denizimizi koruyacağız. Biz hem denizi temizliyoruz, hem koruyoruz, hem de biyolojik çeşitliliği arttırmak için balık salıyoruz. Herkes balık tutar, biz balık salıyoruz. Yarın biyoçeşitlilik bitmesin, artsın istiyoruz. Marmara Denizi risk altında. Yarın bakıldığında “Bu başkan sorumluluklarını yerine getirmiş, günü idare etmemiş, Allah razı olsun” derlerse bizim için en önemli mükâfat bu olur. Yaptığımız her işte beklentimiz budur. İleride böyle anılmak isteriz”.

GENELDE TANINMADAN GEZİYORUM

Özgen’in, “Başkanım siz şimdi motosiklet tutkunuzla da biliniyorsunuz. Bilmeyenler varsa da şimdi öğrenecekler. Yoğun bir gün bitti, çok çalıştınız, yoruldunuz, akşam oldu. Kaskı taktınız, motora atladınız, gaza bastınız. Kocaeli’nin neresine sürersiniz ve neden orası?” şeklindeki sorusuna Büyükakın, şöyle yanıt verdi: “Aslında tek bir rota yok. Yani işimizden dolayı şehrin çeşitli yerlerinde gezme imkânım oluyor. Hatta bir gün enteresan bir şey oldu. Yine yaptığımız çalışmayı yerinde incelemek istedim. Çalışma alanına geldiğimde yol kenarında durup, uzaktan bakarken önüme doğru yaşlıca bir amca geldi. Durdu. Kaskım kapalı olduğu için “Delikanlı, şuradan bir ekmek kapıp gel” dedi. Ben de kaskı çıkartmadan “Birazdan getiririm” dedim. Motorla hızlıca halledeceğimi düşünerek ısrar ediyor, para uzatıyor: “Genç adamsın, üşenme, şuradan ekmek al gel” diyor. Baktım olacak gibi değil, kaskı çıkardım tanıdı, çok şaşırdı, sarıldı. Aramızda kalsın, ben işi kontrol ediyorum ama sana da ekmeğini yollayacağım deyip oradan ayrıldım. Bunu biraz da duyurmadan yapıyorum. Tanınınca bir anlamı kalmıyor. Kısacası keyifle, iş karışık bir formatta götürüyoruz. Genellikle rotalar iş rotası oluyor” dedi.

NE YAPACAKLARINI SÖYLEMEK DEĞİL, HAYALLERİNİ BÜYÜTMEK İSTİYORUZ

Başkan Büyükakın, robotik ve kodlama sınıfları, kütüphane ve etüt merkezleri gibi yerleri neden ve nasıl tasarladıklarını anlatırken, gençlere de şu mesajları verdi: “Bugün dünyada yapay zeka diye bir gerçek var. Yapay zeka hayatımızı kolaylaştırmanın yanında yaşam biçimimizi de değiştirecek. Doktorlar daha hızlı teşhis yapacak, belki robotlar daha hızlı ameliyat yapacak. Orada bir şeyler olacak, belli. Ama onunla da kalmayacak. Yaşam biçimimizi değiştirecek. Geriye doğru hatırlayalım: Matbaa icat edildiğinde el yazmacılarını koruma gibi bir yaklaşımda olan milletler geriledi. Kullananlar ilerledi. Sanayi devrimini kaçıran ülkeler hangi sorunları yaşadıysa, yapay zeka konusunda da geride kalmak aynı şey olur. Bu nedenle gençleri de yeni dünyanın okuryazarı yapmak, yeni dünyanın şartlarına hazırlamak başka bir başlık haline geldi.”

UYGUN REKABET FIRSATI SAĞLAMAK

“Bizim gördüğümüz gençlerin en önemli beklentilerinden biri onların dünyada rekabet edebilir standartta eğitim alabilmeleri. O fırsatı yakalamaları. Orada şöyle bir sorun var: Çeşitli meselelerle ilgili politik tartışmalar yapılırken insanlar şöyle yapıyor. Kategorize ediyorlar. X kuşağı şöyle diyor, Y kuşağı böyle diyor. Bunlar akademik hayatın bir gerekliliği. Fakat hayat böyle işlemez. Bütün gençler öyle düşünüyor demek değildir. Dün öyle düşünen, hep öyle düşünecek diye de bir şey yoktur. Gençlere ne yapmaları gerektiğini söylüyoruz. Ama bizim onlara fırsatlar sunmamız ve imkânlar yaratmamız gerekiyor. Onlara ihtiyaç duydukları alanda destek vermek gerekiyor. Örneğin gençler son dönemde bizden etüt merkezleri istiyor. Ders çalışmak, aynı zamanda arkadaşıyla da buluşmak istiyorlar. Evde belki odası da var, çalışma masası da var. Ama ben gideyim, bir kütüphanede ders çalışayım ve arkadaşımla da sohbet edebileyim istiyor.”

ŞARTLARI OLUŞTURUP, HAYAL GÜÇLERİNE BIRAKMALIYIZ 

“Orada aradıkları şey sadece kitap değil. Mesela bizim zamanımızda kütüphaneye gitmek, bir ansiklopedide bilgi bulabilmekti. Şimdi öyle bir sorun yok. Her şey bir tuşun altında, hatta ödevler bile hazır. Biz onların ne istediğini ve dünya nereye gidiyor, onu yakalamalıyız. O süreç içerisinde çocuklarımıza fırsatlar vermeliyiz. Bugünün okuryazarlığı, robotik bilmek. Kodlama bilmek. O çocukların robotik kodlamayı öğrenecekleri sınıflar yapmak lazım. O zaman biz de Milli Eğitimle bir araya geldik. Robotik kodlama sınıfları yaptık. Mekanı uygun olan 330 okulun tamamına bu sınıfları yaptık. Çocuklarımız burada geleceğin dünyasına hazırlık yapabilsin istedik. Mesela Bill Gates hikâyesi böyle bir hikâyedir. Okul aile birliği okula üç bilgisayar almıştır. Üç arkadaş bilgisayarla haşır neşir olmuşlardır. Sonrasında Windows programı yazılmıştır. Garaj hikâyesi dediğiniz hikâyeler hep böyle yazılmıştır. Biz de çocuklarımıza yaratıcılıklarını teşvik edecek, fırsat verecek ortamlar oluşturduğumuzda onlar ne yapacağını bulur diye düşünüyoruz. Peş peşe kütüphaneler açıyoruz ki, her türlü imkana sahipler. En son İzmit Milli İrade Meydanı’nda 24 saat açık bir kütüphanemiz oldu. Her şeyi planlamak mümkün değildir. Uygun iklim yaratmaktır asıl olan. Kuluçka için gerekli olan iklimi yaratmaya çalışıyoruz. Gençlerimiz için fırsat sağlamak, ön açmak ve destek olmaya çalışıyoruz.”

SAYGINLAR KULÜBÜ, 12 İLÇEDE DE OLACAK

Özgen, İzmit Gonca Engelsiz Yaşam Merkezi’ndeki röportaja gelirken, tarihi saat kulesi yanında üzerinde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin logosunun da bulunduğu “Saygınlar Kulübü” yazan yeri sordu, “Burada ne var” dedi. Başkan Büyükakın, Saygınlar Kulübü ve yapmak istediklerini şöyle açıkladı: 

HAYATA KATKI SUNMAK İSTEYENLERİN MEKANI

“Saygınlar Kulübü; 65 yaş ve üzeri olan, hayata bir yerinden bir şeyler katmak isteyen, “Ben hayata daha çok şey katabilirim” diyen kişilerin buluştuğu bir sosyal alan olarak tasarlandı. Örneğin bir müzik grubunun üyesi olmak isteyen, bir sivil toplum gönüllülük projesine katkı vermek isteyen, mesela gençlere ders vermek isteyen bir İngilizce öğretmeni olabiliyor. Bunları bir proje formatında zemine bağlamanız lazım. Bu insanların hayatlarını geçirdikleri, yeni ilişkiler ağı oluşturdukları mekânlar lazım. Bu mekânlar yeni ihtiyaçların doğurduğu mekânlar.”

BÜTÜN İLÇELERDE OLACAK

“Biz bunu 12 ilçede hayata geçireceğiz. Bu mekânların şu an bir kısmı yapılmak üzere, bir kısmı için yer aranıyor. Katılımcı yönetim dediğimiz de böyle bir şey. Hizmeti alacak olan halkın ne istediğini söylemesi. Üst seviyede ise şöyle olur: Bütçe kullandırılır. “Ben şu konuyla ilgili şöyle bir bütçe ayırdım. Bu konuda bize başvuru yapabilirsiniz.” Biz buna da başladık. Aynı Avrupa Birliği’ndeki gibi yapıyoruz. Sivil Toplum Kuruluşları kendi kültürlerini yaşatmak için proje teknikleri ile geliyorlar. Üniversite öğretim üyelerinden oluşan bir heyet değerlendirip puanlıyor. Yukarıdan aşağıya doğru bir sıralama yapılıyor. Buna 20 milyon bütçe ayırdık. Saygınlar Kulübü böyle bir şey.”

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.