İşte o açıklamanın içeriği: Kocaeli Üniversitesine bağlı faaliyet gösteren Eğitim ve Araştırma Hastanesi, sürekli olarak yerel ve ulusal basında skandal sorunlar ile anılan bir kurum olmuştur. Cuma günü yine hastalardan bağış adı altında ücret alınması ile ilgili bir haber yerel ve ulusal basında yer almıştır.
Sağlık hizmeti karşılığında bağış almanın izahı yapılmalıdır.
Bölgemizde ve ilimizde yaşayan vatandaşlarımızın sağlık hizmeti aldığı böylesi güzide bir kurumun isminin skandallar ile anılması, hem kurum çalışanlarını hem de hizmet alan vatandaşlarımızı üzdüğü gibi Türk Sağlık Sen olarak bizleri de düşündürmektedir.Hastaneye tedavi için başvuran hastalardan alınan bağış hakkında açıklama yapan KOÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Başmüdürü Doç. Dr. Yunus Taş, kimi bölümlerde bağış talep edildiğini ancak herhangi bir zorlama olmadığını savundu.
Yerel ve Ulusal basında yer alan bu yöndeki savunma yeterli ve inandırıcı değildir.
Bu açıklamayı yapan yetkilinin geçmişine bir göz attığımızda, Türk adaleti tarafından yargılandığı ve dosyasının kabarık olduğu görülmektedir. “Yangın alarm cihazlarının içerisine mikro (CASUS) Kamerası yerleştirmek suretiyle “özel hayatı ihlalden ceza almasına rağmen hastane yönetiminden uzaklaştırılması gereken bu şahsın müdür yardımcılığından Baş müdürlüğü terfi ettirilmiştir.
Kanunları hiçe sayarak özel hayatın gizliliğini ihlal eden bir müdüre yakışır nitelikte bir uygulama kamuoyunun gündemine oturmuştur. Sağlık hizmeti karşılığında vatandaştan bağış almak hangi vicdana, hangi yönetim anlayışına, hangi mevzuata sığmaktadır? Açıklama yaparak yanlışı savunması kamuoyunu tatmin etmeyecektir. Hastane Başhekimi ve Rektörden bir açıklama beklerken, baş müdürün kurum adına açıklama yapması doğru değildir.
BAĞIŞ, GÖNÜL RIZASI İLE YAPILAN EYLEMDİR.
Bağış toplamanın gerek geleneklerimiz çerçevesinde gerekse de anlamına uygun yapılan uygulamalarda bağış yapacak insanların rıza göstermesi beklenir. Hizmet karşılığı anlamına gelecek şekilde ve hasta ve yakınlarının sağlık hizmetine muhtaç duyduğu durumlarda zaafından yararlanarak bağış yapmaya zorlanması ahlak kurallarını ve insanlık değerlerini ayaklar altına almaktır. Daha önceki uygulamaları neticesinde Türk adaleti karşısında ceza alan bir şahsın hala üniversite gibi seçkin bir kamu kuruluşunda yönetici olarak kalması hayret vericidir.
Daha öncede Başmüdür hakkında yerel ve ulusal basına yansıyan olumsuz uygulamalara rağmen, bu güne kadar gereken hukuki sürecin işletilmemesi, birileri tarafından korunup kollandığı kuşkusunu doğurmaktadır. Bu güne kadar yanlışta ısrar edilerek başmüdürün görevden el çektirilmemesi neticesinde ortaya çıkan zaafın bir an önce giderilerek, sayın rektörümüzün başmüdür hakkında işlem başlatacağına inanıyoruz. Geçmiş de almış olduğu ceza ve yaptığı olumsuz uygulamalarla kurumun adının kamu oyunda olumsuz anılmasına vesile olan başmüdür hakkında bir an önce soruşturma yapılması ve soruşturmanın selameti ve delillerin karartılması ihtimaline karşı bir an öce görevden el çektirilmesi gerekmektedir.
Kamu vicdanının rahatlatılması ve sağlıklı bir soruşturmanın yapılması amacı ile yetkililerin bu yönde karar alacaklarına inanıyoruz. Umarım ki sayın rektörkamuoyunun ve kurum çalışanlarının sesine kulak verir. KOÜ Üniversitesi rektörün den, yönetim den ve Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekim’den hassasiyet bekliyoruz. Türkiye Kamu Sen ve Türk Sağlık Sen olarak konunun takipçisi olacağız. Aksi takdirde yargı kararları ile birlikte konuyu ilgili yerlere ileteceğimiz gibi ilgililer hakkında hukuki surecide başlatmadan çekinmeyeceğiz.
Başkan Hürriyet, Ata’nın huzuruna çıktı
90 yaşındaki anneannem duaları ezbere bilirdi
Gölcük’teki atıl iş merkezi eğitim yuvası oldu
Buna överek Özgür Özel'i kandırma gayreti denmez mi?
