8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadın hakları mücadelesinde bir dönüm noktasının tarihidir.
1857 yılında ABD'li kadınlar ilk kez haklarını savunmak adına gösteri düzenlemişlerdir.
Aynı tarih kadın hakları adına yıllar içinde simgesel bir önem kazandı ve günümüze dek Dünya Kadınlar Günü olarak geldi.
Kadın ile erkeğin eşit olması, eşit işe eşit ücret gibi konulara kadar çok mesafe de alındı.
Fakat kadınların haklarından yoksun bırakıldığı, hatta ikinci cins olarak kabul gördüğü bir toplumun asla çağdaş sayılamayacağı da inkar edilemez bir gerçektir.
Kadınların eşit haklara sahip olabilmesi öyle çok yönlü sorundur ki tam anlamıyla çözülmediği sürece geride kalmak da kaçınılmazdır.
Kadınlar aile içindeki rollerinde, eğitimde, meslek yaşamlarında eşit olmadıkça 8 Mart Kadınlar Günü’nü kutlamanın bir anlamı olmaz.
Başka bir tabirle kağıt üzerinde hukuksal metinlerle güvence altına alınması yeterli değildir.
Hepimizin kadınların eşit haklara sahip oluşu üzerinde tam bir fikir birliğine varması gerekiyor.
Söz konusu eşitlik için kadın ve erkek olarak çaba göstermemiz lazımdır.
Sadece bugün değil daima güçlü ol, özgür ol, cesur ol böyle yaşa!
Evet, bir kadın dünyayı değiştirebilir!
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın da değiştirdiği gibi.
Kadın; anadır, bacıdır, candır, canandır, eştir, eli öpülesidir, duygu selidir.
Anlattıkça çoğalan, çoğaldıkça güçlenendir.
İyi ki varsınız...
Tüm kadınların Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun!
