Dilerken de seçime ilişkin bazı notlarımı, düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim.
Ak Parti-MHP-BBP'nin oluşturduğu Milliyetçi-Muhafazakar (Cumhur) blok karşısında oluşturulan Millet İttifakı'nın yeterli başarıyı gösteremediği aşikar.
Muharrem İnce'nin bireysel performansıyla, partisinin oylarını 40 yıl sonra yüzde 30 bandına taşıması ise umut veren bir adım ve başarıdır.
Evet başarıdır ama bundan sonraki süreçte İnce’nin partisi CHP, son yıllarda olduğu gibi merkez sağ politikalar üretme gayretinde mi olacak, yoksa sol ve sosyal demokrat bir parti olma heyecanını mı yaşayacak ?
Evet, CHP parti tüzüğünde sol ve sosyal demokrat bir parti lakin bunu söylem ve eylem anlamında, ortak dil anlamında henüz başarabilmiş, seçmene ulaştırabilmiş değil.
İYİ Parti'nin meclise girmesiyle birlikte zaten artık TBMM çatısı altında merkez sağ seçmene hitap edecek, onları temsil edecek alternatif bir siyasi parti bulunacak.
Bu çerçevede CHP'nin sol yanının güçlenmesi gerekmez mi ?
CHP, Ak Parti-MHP-Saadet Partisi ve İYİ Parti'nin olduğu meclis çatısı altında, bu sağ partilere alternatif sağ söylemler mi geliştirecek ?
İYİ Parti'nin kazandığı milletvekili sayısını, meclise girme başarısını küçümseyenleri gözlemliyor ve tebessüm ediyorum.
200-250 günlük bir partinin, yüzde 10 oy oranını yakalayarak meclise adım atmasının neresi küçümsenir ki ?
Türkiye'de sansür olmasaydı, İYİ Parti ve Meral Akşener diğer liderler gibi her gün medyada yer alabilseydi, yandaş, havuz ve zift medyası tarafından Fetöcü ve hain ilan edilmeseydi, sizce sonuç yine yüzde 10 mu olurdu ?
Basın kuruluşlarının yüzde doksanının tek ses hareket ettiği bir ortamda bile 6 siyasi partili, rengarenk bir meclis oluşmasına neden olan tüm seçmenleri kutlamak gerekiyor.Bunların dışında seçim sonrasında, Ak Partili bazı meclis üyelerinin, ilçe başkanlarının nefret söylemlerinin devam ettiğini üzülerek gözlemliyorum.
Arkadaşlar, hepimiz aynı gemideyiz.
Soğukkanlı olmalıyız.
Bugün nefret tohumları attığınız insanlarla, sosyal yaşamın içinde karşılaşıyor, ortak yaşam alanlarında nefes alıp veriyorsunuz.
Ticaret yapıyorsunuz.
Kız alıp, veriyorsunuz.
Nedir bu öfke, nedir alıp veremediğiniz ?
Bir dönem daha iktidar yetmedi mi ?
Fırsatını yakalasanız, hepimizi boğazlayacak gibi söylemlerde bulunuyorsunuz.
Unutmayın, herkesin herkese ihtiyacı olan bir Türkiye burası.
Bunların dışında AKP-MHP’nin seçim başarısını küçümsemek yerine bir parantez açmak gerekiyor.
Erken seçim hamlesinin Cumhur İttifakı açısından doğru bir hamle olduğunu, CHP dışındaki muhalefet partilerinin ise erken seçime hazırlıksız yakalandığı görülüyor.
HDP’nin liderinin tutuklu olması, yönetiminde bulunan belediyelerin bir kısmına kayyum atanması, İYİ Parti ve Meral Akşener hakkında Fetöcü, hain ithamları, Saadet Parti’nin kendisini yeterince ifade edememesi gibi nedenleri muhalefet için başarısızlık nedenleri olarak sıralayabiliriz.
Muharrem İnce, süreçte umut oldu.
Umut olmasına oldu ama bundan sonraki süreçte mücadeleyi bırakmaması gerekiyor.
Anadolu’da daha çok vakit geçirmeli.
Samimiyetini yurdun 7 bölgesine nakşetmeli.
Çünkü, siyaset samimiyet ve enerji işidir.
Muharrem İnce ve CHP için artık yeni bir süreç başlayacak.
Sayın İnce, kendi kadrolarıyla değil Kılıçdaroğlu’nun ekibiyle yüzde 30 oy alma başarısını gösterdi.
Muharrem İnce’yi, örgütler içinde “ince ince” doğrayanları, kasıtlı ya da kasıtsız en az İnce kadar performans göstermeyenleri, Sayın İnce’nin satır aralarına not aldığını düşünüyorum.
O nedenledir ki, Sayın İnce’nin olası genel başkanlığında, CHP örgütlerinin tepeden tırnağa elden geçirilmesi gerekir.
Çünkü önce samimiyet, önce büyük isimlerin değil büyük davaya inanmış insanların örgütlü bir şekilde, liderleriyle beraber sahaya inmeleri gerekir.
Belki bugün için hüzün ama İnce, gelecek adına milyonların kocaman bir umudu olmuştur.
Bizler ise ötekileştirilmeye, hor görülmeye, itilip kakılmaya devam…
Çünkü biz onlardan farklı düşünüyoruz…
Çünkü biz Mustafa Kemaller’iz…
