Öyle kös kös oturacağına, yaşamın içindeki ritme katılmak daha eğlenceli geliyor bana.
Siyaset yaptığım dönemde de koltukta oturmaktan çok vatandaşın derdiyle dertlenip, sorunların çözümüne katkı sağlamak maksadı ile teşkilattaki arkadaşlarımla birlikte hep hareket halinde olduk.
Gerek ilçe teşkilatımız gerekse mahalle teşkilatlarımızın yüksek performanslı çalışmaları sonucunda nerde dokunulması gereken bir konu, mağdur veya engelli var ise onlara ulaşmaya, dertlerine derman olmaya gayret ettik.
Sağ olsunlar o zamanki İl Başkanımız Fikri Işık ve akabinde Zeki Aygün, Milletvekillerimiz ve Büyükşehir Belediye Başkanımız çözüm odaklı çalışmalarımıza sınırsız destek vererek bizleri hiçbir konuda mahcup etmediler.
Bu sebeple hem bizim gayretimiz hem de aldığımız destek ile önemli işler yapabildik.
Burada ifade etmekten ar edeceğim o kadar insana dokunduk ki bunun haddi hesabı yok.
Sadece Ramazan münasebetiyle ziyaret edilen mağdur evlerinden çok yılın 12 ayında nereden bir “AH” geldi ise ona kol kanat germeye çalıştık ve bu sayede ameliyatından tutun da oturabileceği evine kadar tüm ihtiyaçlarını gidermeye çalıştık vatandaşlarımızın.
Bazen kimseden destek almayarak sadece teşkilattaki kardeşlerimizle imece usulü yardımlaşarak yaralara merhem olmaya çalıştık.
Çok iyi çalışan Mahalle Başkanlarımız vardı.
Okullar, Sağlık Ocaklarındaki eksiklikleri yerinde tespit ederler ve rapor halinde bize sunarak çözülmelerine ön ayak olurlardı.
Bizlerde mahallerden gelen önemli sorunlara asla duyarsız kalmaz, çözülmesi için harekete geçirilmesi gereken kimler varsa harekete geçirerek mutlaka sonuca giderdik.
Şimdi bunları niye anlattım diye merak edenler olacaktır.
Birincisi; Kendimizi meth-u sena etmek için anlatmadım.
İkincisi; Bakın biz bunları yaptık, siz ne iş yaparsınız diye birilerine vurmak için de anlatmadım.
Bunları kısaca ifade etmemin tek sebebi; İlçe siyasetinde var olmalarının sebebini unutanlara bir şeyleri hatırlatmak istedim.
Siyasetin neden yapılması gerektiğini, vatandaşın siyasetçinin velinimeti olduğunu, hizmet etmek için birilerinin sizi dürtmesine gerek olmadığını, uzaktan gelen bir sesle dirileceğinize içinizdeki ses ile diri olmanız gerektiğini, nerede bir yanlış varsa oraya mutlaka gerektiği şekilde müdahale etmenizin elzem olduğun vb. hususları hatırlatmak için anlattım.
Benim gördüğüm kadarı ile bugün iktidar partisinde görev yapan İlçe Başkanı arkadaşların kahir ekseriyeti siyasetin en büyük hastalığı olan “ SİYASİ KÖRLÜK” hastalığına yakalanmış durumda.
Etrafında nelerin olup bittiğini, neler yapmaları gerektiğini göremez haldedirler ve bu sebeple maalesef hükümetlerine destek veremez duruma gelmişlerdir.
3-5 kişiyle teşkilat yönetir hale gelmek, ilçe ve mahalle teşkilatlarını harekete geçirememek veya oralardan gelen sorunları üstleriyle masaya yatırıp çözememeleri sebebiyle vatandaşı sahipsiz bırakmışlar, kendi işlerini görmekten başka bir işe yaramaz hale gelmişlerdir.
Kızabilirler… İçinden veya teşkilatı yönettiği 3-5 arkadaşı ile birlikte iken bana buğuz edebilir ve hatta sinkaflı sözler de söyleyebilirler lakin bu yaptıkları ancak kendilerini tatmin eder ve körlüklerinin devamını sağlamaktan başka bir işe de yaramaz.
Tabii bu arada bölge Milletvekillerinin de durumlarına bir göz atmak, tüm vebali ilçe teşkilatlarına yüklememek gerekir.
Milletvekilleri bölgeleri için yani küçük düşünürsek; hem yaşadıkları ilçeleri ve illeri için hiçbir şey yapamaz haldedirler.
Ne yaptınız diye sorsanız inanın cevap bile veremezler.
Büyük düşünürsen Türkiye’ miz için hiçbir şey yapamaz haldedirler.
Buyrun meclis kayıtlarına bir göz atın.
Birkaç önergenin altına imza atmak veya incik-cincik meseleler hakkında meclis kürsüsünden 10 dakika konuşmaktan başka ne yapmışlardır?
Türkiye için, Kocaeli için kafasını yorup bildiğimiz sorunları laf olsun beri diye ifade etmekten başka herhangi bir projeleri, önerileri olmuş mudur?
Bir Vecdi Gönül, Osman Pepe gibi iz bırakacak ne yapmışlardır?
Elbette bu günkü Bakanımız Fikri Işık’ı çok ayrı tutuyorum.
Onun ne kadar dolu, İl Başkanlığı döneminden bu yana hem Türkiye genelinde hem de Kocaeli genelinde ne kadar çalıştığını ve kafa yorduğunu en iyi bilenlerdenim.
Olmuyor işte…
Koskoca Kocaeli’ nin yükünü bir kişiye vurunca olmuyor.
İlçelerinin sorunlarına Milletvekili düzeyinde çözüm arayıp bulamayan teşkilatlarda böyle koltuklarına mıhlanmış halde oturup duruyorlar ve kimse de “Siz ne iş yaparsınız” diye sorma cüreti gösteremiyor kendilerine.
Neden? Çünkü ilçelere destek veremeyenler hizmet de bekleyemiyorlar.
Ülkenin bu zor döneminde, her koldan namertlerin harıl harıl çalışmalarına karşılık bizim oğlanlar ne yapıyor diye sorarsak ne cevap alırız diye düşünüyor, cevap veremiyorum kendi sorularıma.
Öyle meydanlarda nöbet tutma dönemi geçti artık.
Şimdi tankların altına vücudunu koyan, namert mermilere hedef olan, şehit olan, gazi olan Vatan sevdalısı milletimize el uzatma dönemidir.
Bunu başkasından beklemeyin.
Yerinizden kalkın ve şov yapacağınıza iyi işler yapın.
Korkmayın, yaptığınız her iyi iş dua olarak size geri dönecek, vatandaşımızda da ilçe siyasetine güven duygusunu yeniden tesis edecektir.
Tam KÖR olmadıysanız bu yazdıklarım GÖZLÜK olsun.
Kalın sağlıcakla.
