Her saldırı sonrası teknik ekipteki arkadaşlara ‘Hangi haberi hedef almışlar?’ Diye soruyorum; cevap hiç değişmiyor.
Recep Tayyip Erdoğan…
Meğer 'farklılıklarımız zenginliğimizdir' diyerek yıllarca hepimizi kandırmışlar.
Bunların eleştiriye tahammülü, farklı görüşe de saygısı yok.
Maske düştü artık ve kel göründü.
AKP’nin oyu 7 Haziran’da düştü ve ne yaparlarsa yapsınlar engel olamazlar, daha da düşecektir.
Bunu görmek için 1 Kasım’ı beklemeye gerek yok.
Kuruluş aşamasında AKP’de aktif olarak görev alanlar bile son yıllarda bu partinin üst düzey isimlerinin tutum ve davranışlarından çok rahatsız.
Üyesi oldukları AKP’ye oy bile vermiyorlar.
7 Haziran seçimlerine kadar çözüm çözüm diyenlerin tek başına iktidar devri bitince nasıl ağız değiştirdiklerini herkes gördü.
Terörü kim başlattı? Sorusuna hemen hemen herkes aynı cevabı veriyor.
Köydeki çiftçi de, şehirdeki seyyar satıcı da durumun farkında.
Kimin Türkiye’yi yeniden seçime sürüklediğini de herkes biliyor.
AKP’nin siyasi aktörleri bu seçimlerde de meydanlarda yine bağırıp çağırarak konuşacaklardır.
Durmadan muhalefete saldıracaklardır.
Oysa Türkiye’de yaşanan olumsuzlukların sorumlusu muhalefet değil.
İktidar olmayanın sorumluluğu da olmaz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan zaman zaman ‘Cici çocuk, siz kimi aldatıyorsunuz? Sazla-cazla bu işler yürümez’ şeklindeki sözlerle HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a yükleniyor.
Peki, sormak lazım; Sayın Cumhurbaşkanım doğru sazla-cazla olmaz ama Diyarbakır’da teröristlere destek verenlerin sahne alıp barış türküleri söylediği o töreni kim düzenledi?
Siz o zamanlar Başbakan’dınız, en önde oturuyordunuz ve çok da keyifliydiniz.
Doğru Sayın Cumhurbaşkanım sazla-cazla olmaz.
Başka söze gerek var mı?
Sevgiyle kalın, Gerçek Kocaeli’de kalın!
