Sevdiğim, dürüstlüğünden emin olduğum, saf ve berrak insanlar hakkında iyi şeyler yazmak düşüncelerimden azat olmak değildir.
Cemil Yaman’ dan söz ediyorum.
İlçe Başkanlığım döneminde Belediye Başkanları içerisinde belki en az sohbet ettiğim lakin özel toplantılarda yaptığı konuşmalarla, ilçesi için direnciyle, konuşmasındaki letafetle en çok kanımın ısındığı başkanlardan biriydi.
Yerine başkasını ikame ederek kendisine başka bir görev verdiler ve o da hiç sesini çıkarmadan kaderini kabullendi.
Şimdi ise Ak Parti gibi iddialı siyaset edenlerin, ağababaların birilerinin elinden tutarak bir yerlere yerleştirildiği seçimlerde 7. Sıra adayı olarak karşımıza çıktı.
7. sırada olmasının en büyük sebebi elbette ki muhafazakâr Kürt oylarının tekrar kazanımıdır.
Ancak tek sebebi bu değildir.
Sağlam karakterli kişiliği ona yeterlidir.
İnanın olmayacak bir yerden bir kişinin kazanmasını istersem bu Cemil Yaman olur.
Ak Parti Cemil Yaman’ı 3 veya 4’ üncü sıraya oturtup 7. Sıraya Gebze’ den yine bir Kürt kökenli sevilen bir siyasetçiyi koymamakla bence en büyük hatayı yaptı.
Daha çok oy alırdı hedef kitlesinden.
Çünkü Ak Parti’ nin en büyük hedefi HDP’ ye giden oyları bölmek, ülke genelinde azami geri dönüşüm sağlayarak tek başına iktidarın yolunu açmaktır.
Bu da Kürt oylarının çok yoğun olduğu Kocaeli siyasetinde en akılcı iş olurdu.
Cemil Yaman tek başına kendini Parlamento’ ya taşıyamaz.
Ancak HDP’ nin oylarını fazlasıyla böler ve Ak Parti’ nin her il ve ilçeden hedeflediği yüzdeye büyük katkı sağlar.
MeselaKocaeli’ de MHP’ ye 1 Milletvekilliğini ikram ederler.
Zaten çok az bir farkla kaybeden Sayın Lütfü Türkkan bu sefer kesin ve farkla meclise girer ve en büyük katkı da Cemil Yaman kardeşimizin HDP’ den sökeceği oylarla olur.
Ak Parti’ nin son seçimlerden çıkan sonuca göre matematiksel olarak 7 vekil çıkarması mümkün değil ve bu iddia ile Cemil Yaman’ ı koymadı oraya.
Onların derdi HDP’ nin oylarını en azami şekilde düşürmek.
Ancak bunu yapmayı hedeflerken az önce yazdığım gibi büyük hata yaparak 3-4 sıraya Cemil Yaman’ ı, 7. Sıraya da Gebze’ den çok sevilen bir Kürt kardeşi koymalıydı.
İşte o zaman asıl amaç hâsıl olur ve Cemil kardeşimizde hak ettiği şekilde Parlamentoda yerini alırdı.
Neyse… Kader-kısmet diyelim ve gelelim özel bir konuya.
Bizim Kaf dağında yaşayan çok bildik isimlerimiz vardır.
İsim isim saymaya gerek yok… Bilenler zaten bilir.
Bayram arifesinde gözüm Billboardlara şöyle bir takıldı.
Aman yarabbi o ne bayram kutlaması..!
“Aslanım benim” der gibi seksenlik dedeme omuzdan elense çeken biri ve altında bayram kutlaması.
Akşam televizyonun başına geçtim (severiz-sevmeyiz) bu ülkenin başbakanı dedemin-ninemin ellerinden öpüyor, sıcacık bir şefkatle minnacık evladımızı seviyor.
Şöyle bir düşündüm; Artist olmak için yeterli boy-pos var. Herhangi bir dizide yan oyuncu olarak mutlak rol verirler.
Eğer amaç artistlikse tabii.
Ama amaç gönüllere hitap etmekse hem iyi bir ekibin olacak hem de o ekibe yön verecek millete dönük kalbin olacak.
Var mı?
Billboardlara bakınca ben göremedim.
Ama televizyondaki adamda gördüm.
Şimdi biri başbakan biri Türkiye’ nin bilmem hangi ilçesinin belediye başkanı.
Allah aşkına bunlara akıl verende mi yok ya?
Hiçbir aklı başında bir adam “Kardeşim bu fotoğraf uygun” der mi?
Demek ki demiş!
Öyle önüne geleni mahkemeye vermekle olmuyor bu işler.
Ne oldu? Beni mahkemeye verdiler, beraat ettik, 1500 TL’ de bizim Avukata para ödenecek…
Biz de o parayla bir güzel fakir-fukara doyururuz inşallah.
Bırakın bu işleri de hizmet etmeye çalışın, hizmet.
Kin ve nefretle hareket edeceğinize biraz yazılanlardan-çizilenlerden ders alın.
Yazılıp çizilmeyenler sebebiyle de oturun şükür namazı kılın.
Dikkatli olun, dikkatli yaşayın.
Siz bu kentleri yönetiyorsunuz.
Yapılan edilenlerden kimsenin haberi olmaz ya da haberi olanların nefesini nasılsa keseriz diye de düşünmeyin.
Yarın rüzgâr ters yönden estiğinde bir yerlerini üşütenlerden olmamak lazım.
Değil mi?
Kalın sağlıcakla.
