Kent Konut’ da daha önce patlayan bürokrat ve siyasilerin peşin fiyatına taksitle ve indirimli lüks daireleri kapatma operasyonundan sonra bu defa Civelek’ in daire ve dükkân kapatma operasyonu yeni Genel Sekreter Tahir Büyükakın’ a takılmış.
Takılmış takılmasına lakin böyle bir teşebbüste bulunmak bile etik olarak doğru değil.
Gerçi hangi etik değerlerden bahsediyoruz, bilemiyorum.
Çünkü tüm değerlerimizin hak ile yeksan edildiği Civelek döneminde önceki uygulamalara bakarsak bu olay Ummanda bir katre gibi.
Öyle zannediyorum ki Tahir Büyükakın yerine başka bir Genel Sekreter olsaydı böyle haber yapma durumunda kalınmayacaktı.
İş bitmiş, atı alan Üsküdar’ ı geçmiş olacaktı.
Dilerseniz habere bir göz atalım.
“İddia o ki Başkan Civelek, Büyükşehir iştiraki Kent Konut’tan daireler ve dükkân satın aldı. Dönemin Kent Konut Genel Müdürü Civelek’e hem personel indirimi hem de peşin indirimi yaptı.
Tabi Civelek ne Büyükşehir Belediyesi personeli olarak görev yapıyor, nede parayı peşin verdi.
Yapılan bu uygulama tamamen usulsüz. Öne sürülen bilgilere göre Civelek, parayı peşin ödemediği gibi yaptığı senetleri de günü gelince ödemedi. Senetleri hep öteledi. Ta ki Genel Sekreter Büyükakın engeline takılana kadar.
Büyükakın, Civelek’in personel olmadığını ve peşin para da ödemediği için tüm indirimlerini iptal etti.
Bu konuda Civelek’e baskı yaptı, konuyu tüm Büyükşehir yönetiminde gündem yaptı.
Civelek tabir yerindeyse rezil oldu.
Aslında bu olay çok büyük ve ulusal manşetlere çıkabilecek bir olay.
Şimdi Civelek, Büyükakın ve Karaosmanoğlu’na diş biliyor. Çünkü Civelek’e göre Büyükakın, Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu’ndan destek almasa böyle bir girişim yapamaz.
Aldığımız duyumlara göre Civelek parayı ödemek zorunda kaldı. Daha birçok iddia var; ama birçoğu etik olmadığı için bu konuları paylaşmıyoruz. AKP kulisleri haftalardır bu gündemle çalkalanıyor.”
Şimdi bu haberin yankıları devam ederken başka bir yalan-dolan haberle çalkalandı siyaset arenası.
Yani Civelek’in seçim kazanma uğruna her yolu mübah gördüğü yalanlarıyla.
Civelek, Alperen Ocakları İzmit Şube Başkanı olduğunu iddia eden Kubilay Arslan’a partisinin rozetini taktı.
Ancak ne böyle bir Alperen Ocakları’nın İzmit’te şubesi var ne de böyle bir başkanı.
BBP’liler, “Bu kişinin partimizle en ufak bir ilişkisi olmamıştır” diyor ancak Civelek böyle küçük işlerle uğraşarak kendi sıkletini ortaya dökmeye devam ediyor.
İnanın acıyorum haline.
Bir insan Milletvekili olabilmek için, adından söz ettirmek için bu kadar küçülmemeli.
Senin yeni üyeyle, BBP Partisinin Alperen Ocaklarıyla ne işin olur?
Sahte üyelikte Türkiye gündeminden yeni düşmüşken yine sahte üyelikle basında yer almanın sana ne faydası olacak?
Bu adamı hiç mi araştırmadın?
Alperen Ocaklarının kurulmadığından hiç mi haberin yok?
Kurulmayan Alperen Ocaklarının başkanı olamayacağını bilemeyecek kadar da mı aklın yok?
Sevdiğim bir söz vardır;
Korkacağın insan,
Elbisesi kirli olan değil.
Düşüncesi kirli olandır...
Ben inanın son günlerde bu tip insanlardan korkar oldum.
Düşüncesi kirlenen insandan her kötülük bekle.
Hiç tınımda değil ama bu tip kirlenmiş adamlar sadece kendilerine değil koskoca camiaya zarar veriyorlar.
Kolu kırıp yen içinde bırakmaya alışmış Ak Parti’ de artık mızrak çuvala sığmıyor.
Basiretsiz, müdahale korkağı, bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığındaki parti üst yöneticileri ağzını açmadığı müddetçe de bu adamlar düzeleceğe benzemiyor.
Üst yöneticiler neden korkuyorlar, karın ağrılarımı var? diye düşünmemek elde değil.
Yoksa bir adam bu kadar başıboş bırakılamaz.
Buyurun işte; Eğer Tahir Büyükakın müdahale etmeseydi en baştaki iddialar doğruysa müthiş bir rant elde edilmiş olacaktı.
Hala namuslu insanların olduğunu bilmek içimizi rahatlatırken namussuzlarla mücadele etmenin zorluğu karşısında onlara dua etmekten başka yapacak bir şeyimiz yok.
Namuslulara duamız var.
Birde koskoca bir “AH’ ımız var.
Kime tutarsa diye.
Kalın sağlıcakla.
--------
Günün sözü:
Kötülük karşısında yapılacak iki şey vardı.
Birincisi uzaklaşmak.
İkincisi savaşmak ki bu en zoruydu.
Siz nerdesiniz?
