Sanki Bülent Arınç’ dan önce hiç çatlak ses çıkmamışçasına yapılan söyleşiden geçmişe dönen zihnimde bir sürü isimler dolanıp durdu.
Kimler gelip geçmedi ki?
İdris Naim Şahinler, Abdullatif Şener’ler, Ertuğrul Günay’ lar şu anda bağımsızda kalan vekiller ve daha onlarca isim sayabiliriz.
“Daha kral çıplak demedik” son çıkışıyla Bülent Arınç belki de parti içinde en aktif görevde kalarak yüksek sesle konuşan şahsiyet olduğu için bu kadar ilgi çekiyor.
Yoksa bırak kralın çıplak olduğunun söylenmesini tabiri caizse kralın soytarılarının da çırılçıplak olduğunu yıllardır seslendiren, seslendirmekle kalmayıp avaz avaz avaz bağıranları görmedik mi?
Ülke siyasetinin dışında yerel siyasette ne herzeler yendiğini, devşirmelerin partiyi ele geçirdiğini, 2 yıllık Ak Parti’ li CHP delegelerinin ilçe başkanı yapıldığını, damatların iş bitiren şahsiyetler haline getirildiğini, Kent Konut skandallarından tutunda belediyelerden alınan müthiş reklam bedellerinin hesabı sorulamadı mı?
Yüzlerce yazı içine trilyonlarca cümleler sığdırarak dikkatleri bir yerlere çekmeye çalışırken kimilerince ihanetle kimilerine göre koltuk altından gittiğinde konuşurlar yaftası yemedik mi?
Kim ki çıkıp bırakın kral çıplak demeyi kral çoraplarını çıkardı dediğinde nasıl linç edilmeye çalışıldığına şahit olmadık mı?
Şimdi en üst baremden en tenor ses şarkı çığırmaya başlayınca yer yerinden sarsıldı.
Sarsıldı sarsılmasına da daha düne kadar yere göğe sığdıramadıkları, kral konuşurken gözyaşlarına boğulduğunda en has en sadık adam olarak gördükleri şahsiyeti ilk açılan kuyuya atmaya çalışmıyorlar mı?
Bu partide vefa kalmadı diyeli kaç yıl oldu? hatırlamıyorum bile.
Parti içinde en aktif görevde bulunan yerel siyasetçi kardeşlerim bile resmi konuşmalarında ifade edemediklerini özel sohbetlerde en sert şekilde dile getiriyorlarsa, vefasızlara salla parti gidiyorlarsa bunun bir sebebinin ve nihai sonucunun olması gerekmiyor mu?
Partinin içindeki güvelerin ağır ağır kemirdikleri milli ve manevi duyguların içten içe ne denli çürütüldüğünü ve yerine ikame edilen akarken doldur mantığının her gün pırıl pırıl kalması için cilaladığımız mobilyaları ne hale soktuğunu görmüyor mu kimse?
İçerde şeref ve haysiyetten nasibini almamış bazı şahsiyetlerin bu partiyi düşürdükleri ahvali görmezden gelip bunlara dur demek için mücadele edenleri hain ilan etmeyi hangi vicdan ve izanla tarif edebiliriz ki?
Memleket diye hiçbir derdi olmayanların listelerin nasıl tanzim edileceğini, kimin hangi sırayı kapacağını büyük bir merakla beklediği şu günlerde kimde Vatan ve Millet için bir beklenti vardır acaba?
Şu isim seçilecek yerde olursa benim işlerim yürür, nazım-sözüm geçer, olmaz denilen işlerim olur, aldığım maaş devam ederden başka bir dert ve tasa görebiliyor musunuz insanlarda?
Koskoca 4 yılda Türkiye’ nin en büyük vergisini ödeyen ilimiz için şu milletvekili şu hizmetin gelmesine sebep olmuştur.
İşsiz gençlerimizi istihdam etmek için bir tane de olsa fabrikanın açılmasına sebep olmuştur diyebileceğiniz bir tane vekil gösterebilir misiniz?
Bundan sonra seçeceklerimizin listesine şöyle bir göz attığınızda bu esvafta bir tane vekil aday adayı görüyor musunuz?
Ya da gördüğünüz aday adayının seçilip mecliste mücadele edebilmesi için parti içi demokrasinin işleyeceğine inancınız var mıdır?
Allah aşkı için nefsinize sorunuz; Bu sistemle idealleri-hedefleri olan pırıl pırıl insanların göz göre göre harcanmayacağına artık inancınız kalmış mıdır?
Kimse kızmasın Arınç ve diğerlerine.
Siz de biz de biliyoruz ki bu parti kuruluş aşamasındaki bütün ideallerini devşirmeler sebebiyle hızla yitirmiştir.
Ve maalesef ki parti teşkilatlarının büyük bir bölümü bu devşirmelerin hegemonyası altındadır.
Bundan sonra hiçbir şey ama hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Kurucu ruh ihraç edilmiştir ve ithal şahsiyetler testi doldurma derdindedir.
Bu sebeple; dün partinin abisi gördüklerinizi, partinin en zor zamanlarında kurşun asker olanları, parti kapatılmaya çalışılırken il il dolaşarak demokrasi işlesin diye avaz avaz bağıranları, gece-gündüz demeden bir garibin hakkı yenmesin diye mücadele edenleri, biz rahat uyurken günlerce uykusuzca savunma hazırlayanları doğruluğundan kalben emin olduğunuz ancak hipnoz edilmiş beyninizle kabullenemediğiniz söylemleri için bir kalemde silmeyin.
İyi dinleyin.
Doğru dinleyin.
Doğru anlayın.
Parsel parsel satmak ne demek?
Kucağa oturmak ne demek?
Daha Kral çıplak demedim ne demek?
Ve bir soru sorun kendinize partinizi çok seviyorsanız: Bir Belediye başkanı bir Başbakan Yardımcısını ve Hükümet sözcüsünü nasıl istifa etmeye davet eder ve bu belediye başkanı disiplin kuruluna neden sevk edilemez?
Bu partiyi hangi güç sevk ve idare etmektedir?
Bu soruyu ne zaman cevaplarsanız o zaman partiniz için doğru işler yapacağınıza inanabilirsiniz.
Tabii bunu cevaplayabilmeniz için biraz okumanız gerekir.
Ama gazete değil.
Kalın sağlıcakla.